yerel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yerel etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

28 Ekim 2014 Salı

Validebağ Direniyor

Validebağ’dan ve İstanbul’un dört bir yanından gelen yaşam savunucuları günlerdir ısrarla ve inatla koruyu ve yaşam alanlarını savunmak için direniyor.

İktidar ve sermaye bloğu ve yerel yandaşları Atatürk Orman Çiftliği’nden, 3. Köprü, 3. Havalimanı ve sayısız diğer projeden çok iyi bildiğimiz hukuk tanımaz, doğa ve demokrasi düşmanı tutumunu Validebağ’da da sürdürüyor. İstanbul’u bir yağma alanı, yurttaşları kul olarak gören yağmacı zihniyet başkanıyla, belediye başkanıyla, yandaş medyası, inşaat bekçiliğine soyunan kolluk kuvvetleri ve yeni güvenlik uygulamalarıyla Validebağ direnişini siyasi hedefi haline getiriyor.

Soma’da, Torunlar’da, Karaman’da rant uğruna doğaya ve insanlara kıyanlar, Validebağ’da demokratik haklarını kullanan yurttaşlara acımasızca saldırıyor. Validebağ’ın girişindeki bin metrekarelik direniş alanı koruyu, yaşamı ve demokratik haklarını savunanlarla yaşama, halka ve demokratik haklara şiddet araçları ve yalanlarla saldıranlar arasında bir mücadele alanına dönüşüyor.

Validebağ ve yaşam savunucuları olarak tüm hukuksuzluklara, saldırılara ve yalanlara rağmen dayanışmayı ve direnişi büyütmekte; en temel haklarımız olan doğayı savunma ve demokratik gösteri haklarımızı kullanmakta kararlıyız. Çünkü direniş çadırlarının kurulduğu alanı savunmak demek bir bütün olarak Validebağ korusunu, Üsküdar’ı ve İstanbul’u savunmak demek. Çünkü direnişi ve dayanışmayı büyüttüğümüz alanı savunmak demek doğayı, yaşamı ve demokratik haklarımızı savunmak demek.

Validebağ direnişine imzalarıyla destek veren tüm yaşam savunucularını, demokratik kitle örgütlerini, sendikaları, sanatçıları, aydınları, avukatları, hekimleri, meslek insanlarını, forumları ve yerel dayanışmaları 29 Ekim Çarşamba gün boyunca ve saat 18.00’da, imzalarının hakkını veren en kitlesel biçimde ve yüksek bir temsil düzeyiyle Validebağ nöbetine katılarak ortak direnişimize sahip çıkmaya çağırıyoruz.


VALİDEBAĞ DİRENİŞİ İMZACILARI (Güncellendi)
İstanbul Kent Savunması
Kuzey Ormanları Savunması

Abbasağa Forumu
Acıbadem Dayanışması
Acıbadem Koşuyolu Dayanışması
Adalar Savunması 
Adalet İçin Hukukçular
Ahmet Sani Gezici Lisesi Velileri
Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği (AKA-DER)
Anti-Kapitalist Müslümanlar
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi
Avcılar Gezi Dayanışması
Bakırköy Halk Meclisi Forumu
Bakırtepe Çevre Platformu
Beylikdüzü Dayanışması
Bisikletli Ulaşım Platformu
Caferağa Dayanışması
Cevizli Tekel Dayanışması
Çağdaş Avukatlar Grubu
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi
Devrimci Hareket
DİSK-Banksen
Eğitim-Sen 2 Nolu Şube 
Emek Bizim İstanbul Bizim
Emekçi Hareket Partisi
Emekliler Dayanışma Sendikası
Engelli Hakları Forumu
Etiler Forum
Ergene İnisiyatifi
Ezilenlerin Sosyalist Partisi
Fikir Kulüpleri Federasyonu 
Fotoğraf Sanatçısı Murat Germen
Gezi Partisi 
Gezi Revir
Göztepe Dayanışması
Halkevleri
Halkın Türkiye Komünist Partisi
Haydarpaşa Dayanışması 
HDP İstanbul İl Örgütü
HDP-HDK Kadıköy Gençlik Meclisi 
HDK Ekoloji Meclisi
Helsinki Yurttaşlar Derneği
Heybeliada Forumu
İçdış Kumsalı Koruma ve Yaşatma Sivil Toplumu Destekleme Derneği
İMECE Ev İşçileri Dayanışması
İMECE Kadın Dayanışma Derneği
İmece Toplumun Şehircilik Hareketi
İnşaat İşçileri Sendikası
İnşaat ve Yapı İşçileri Derneği
İstanbul Arel Üniversitesi Kent ve Yaşam Kulübu ve Arel Kolektif
İstanbul Bilgi Üniversitesi İnsan Hakları Kulübü 
İstanbul Hepimizin Girişimi
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi
İstanbul Tabip Odası
İstanbul Üniversitesi Kuş Gözlem Topluluğu
İşçi Sözü
İşçi Mücadele Derneği
Kadıköy Kent Dayanışması
Kadıköy Gençlik Muhalefeti
Kafe ve Bar Çalışanları Birliği
Kaldıraç
Karadeniz İsyandadır Platformu
Kocamustafapaşa Dayanışması
Kent Hareketleri
Kent ve Hukuk Atölyesi
Komünist Parti İstanbul İl Örgütü
Korsan Parti Hareketi
Koşuyolu Yaşam Parkı Forumu
Kozyatağı Dayanışması
Kuzguncuklular Derneği
Melda Onur - İstanbul milletvekili
Mevlanakapı Mahallesi Halkı
Müşterekler
Okuluma Dokunma Koordinasyonu
Oruç Baba Parkı Direnişi
ÖDP İstanbul İl Örgütü
Öğrenci Dayanışması
Öğrenci Kolektifleri
Pangea Ekoloji
Politeknik
Sarıyer Kent Dayanışması
Senoz Vadisi Koruma Platformu 
Sosyal Haklar Derneği
Sosyalist Demokrasi Partisi 
Sosyalist Demokrasi İçin Yeniyol
Sulukule Platformu
Şişli Merkez Mahallesi Forumu 
Taksim Gezi Parkı Derneği
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi
TMMOB İstanbul İl Koordinasyonu
Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi
Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği (TODAP)
Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi
Tüm Öğretim Elemanları Derneği İstanbul Şubesi (TÜMÖD)
Türkiye Bağımsız Halk Hareketi
Üsküdar Doğancılar Forumu
Validebağ Gönüllüleri
Yedikule Halkı ve Yedikule Bostanları Girişim
Yeldeğirmeni Dayanışması
Yeşil Direniş Gazetesi
Yeşil Öfke 
Yeşil ve Sol Gelecek Partisi
Yoğurtçu Parkı Forumu Diren Kadıköy
Not: İmza eklemek isteyen kurumlar istanbulkentsavunmasi@gmail.com adresine mail atabilir.

25 Ağustos 2014 Pazartesi

Yerel Yönetimler, Katılımcılık ve Stratejik Planlar


 Yerel yönetimler orta ve uzun vadeli amaçlarını, temel ilke ve politikalarını, hedef ve önceliklerini  belirlemek için stratejik planlar yapmaya 2000’li yıllarda başladılar. 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 41. Maddesine belediye başkanları seçildiklerin itibaren 6 ay içinde stratejik planlarını hazırlayıp Belediye Meclisi’ne sunmak durumundalar. Kanuna göre Stratejik plân, varsa üniversiteler ve meslek odaları ile konuyla ilgili sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak hazırlanır ve belediye meclisi tarafından kabul edildikten sonra yürürlüğe girer.” Bugüne kadar belediyeler katılımcılığı genellikle paydaşları üzerinden kurguluyordu. İl veya ilçe sınırları içindeki Kaymakamlık, Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü, Halk Eğitim Müdürlüğü,Müftülük, üniversiteler, hastaneler, meslek odaları ve sendikalar gibi kurumların belediyenin çalışmalarına yönelik beklenti ve fikirleri değerlendiriyordu. Yurttaşların fikri genelde belediyenin hizmetlerinden memnuniyet anketleri doğrultusunda alınıyordu.  Bursa Nilüfer Belediyesi ve Diyarbakır Belediyesi dışında yurttaşları doğrudan stratejik planlama süreçlerine katan az sayıda belediye vardı. Gezi Parkı deneyimi yurttaşların yerel politikalara katılımının önünü açmışa benziyor.
Kadıköy Belediyesi 5 Yıllık Stratejik Plan Hazırlık Çalıştayları’ndan ikincisi 12 Temmuz 2014 Cumartesi günü Kadıköy Belediyesi Evlendirme Dairesi Zübeyde Hanım Kokteyl Salonu’nda gerçekleşti. Moderatörlüğünü Dr. Tunç Evcimen’in yaptığı ve arama konferansı yönetiminin kullanıldığı çalıştaya 150 Kadıköylü katıldı. Katılımcılar, sivil toplum örgütü üyesi, muhtar, forum katılımcısı,öğretim üyesi ve siyasi parti üyesi olarak katılsalar da arama konferansının kuralları gereği kurumsal olarak değil bireysel olarak temsil edildi. Açılış konuşmasında Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu, halkın taleplerini demokratik şekilde yerine getirmeye çalıştıklarını ve bu doğrultuda ilk çalıştaylarını 18-35 yaş arası gençlerin katılımıyla gerçekleştirdiklerini belirtti.
Çalıştayın ilk bölümünde  “Kadıköy’ün geleceğini etkileyen dünyadaki ve Türkiye’deki akımlar ile Kadıköy’ün mevcut durumu” üzerine beyin fırtınası gerçekleştirildi. Katılımcılar turizmden afet yönetimine kültürden çevreye, altyapıdan ulaşıma kentsel dönüşümden spora  görüşlerini serbestçe dile getirdi.Bu görüşler 177 madde altında toplanarak katılımcılara dağıtıldı. İkinci bölümde katılımcılar 10’ar kişilik 12 gruplara ayrıldılar ve Kadıköy’ün dört önceliğini alt başlıklarıyla belirlemeye çalıştılar. Örneğin 1) Çevre 2) Kentsel Dönüşüm 3)Kültür-Sanat 4) Katılımcılık gibi. Sonrasında 10 gruptan birer sözcü tüm katılımcılara gruplarının dört önceliğini ve bunları tercih etme nedenlerini anlattı. İlk bölümde kural sadece durum tespiti yapılması önerilerin sonraki bölümlere bırakılmasıydı. Kolaylaştırıcılar tüm grupların dört önceliğini ortaklaştırdıklarında şu sonuç ortaya çıktı.  Kentsel dönüşüm 12 gruptan 11’inde, Çevre 7’sinde, Sosyal Sorunlar 7’sinde, Tarih-Kültürel Değerler 6’sında, Katılımcılık 5’inde, Ulaşım 5’inde, Görsel Güzellik ve Markalaşma 3’ünde; Spor Tesisleri 2’sinde, Esnaf ve Yerel Pazarlar da 2 grupta ele alınmış ve tartışılmış. Ortaklaştırılmış önceliklerden “Çevre” konusu aşağıdaki alt başlıklarıyla birlikte ele alınmış:
“Park ve bahçelerin öneminin ortaya çıkmaması, Kurbağalıdere sorunu, baz istasyonu sorununun çözümlenememesi, yenilenebilir enerji, yeşil alanların korunması, geri dönüşüm konusunda kurumsal çalışma, biyolojik artıma, su tasarrufu, kent tarımı, sokak hayvanlarının barınması ve rehabilitasyonu, çevre kirliliği denetimi, hafriyatların denetlenmesi, kentsel dönüşüm kaynaklı asbest sorunu, tüm canlılar için güvenli ve sürdürülebilir bir kent oluşturulması, deniz kirliliği, atık, altyapı eksikliği.”
Üçüncü ve son bölümde ise ortaklaştırılmış 11 gündem maddesi hakkında (Aklımdaki Kadıköy, Kentsel Dönüşüm, Çevre ve Sağlık, Dezavantajlı Gruplar, Kültür-Sanat, Kültürel Miras, Katılımcılık, Ulaşım, Markalaşma,Ekonomik Gelişme, Kurumsal Hizmetler) katılımcılardan mümkün olduğunca ayrıntılı proje önerileri getirmeleri istendi. Belediyenin yıkımlarda asbest denetimi yapması, yelken kulüplerinin okullarla işbirliği yapması, Caferağa ve Yel değirmeni mahallelerinin SİT alanı ilan edilmesi, mahalle meclislerine bütçe ayrılması, belediye-üniversite işbirliği ile çıraklık eğitimi verilmesi, kadın sığınma evlerinin artırılması, Haydarpaşa’nın müze yapılması, ilçenin kültür envanterinin çıkarılması, bisiklet parkları yapılması, biyolojik arıtmaya geçilmesi, minibüslerin kaldırılması, Kurbağalı derenin ıslahı gibi onlarca somut öneri getirildi. İleriki bir tarihte odak gruplarda bu öneriler ayrıntılı ele alınacak ve uzmanlarca değerlendirilecek ve Stratejik Plana dahil edilecek. Bize düşen bu süreci izlemek ve önerilerin ne kadarının plana gireceği ve planın ne ölçüde hayata geçirileceğini sorgulamak.

Yrd. Doç.Dr Barış Gençer Baykan
Yeditepe Üniversitesi Kamu Yönetimi

Bu yazı ilk olarak EKO IQ dergisinin Ağustos 2014 sayısında yer almıştır. 




17 Mart 2013 Pazar

Dereler göllerle buluşamazsa


Burdur Gölü
Türkiye’nin dereleri ve gölleri yanlış tarım ve su politikaları yüzünden yok oluşla karşı karşıya. HES’lerle dereleri, barajlarla da gölleri kurutuyorlar. Bunun örneklerinden biri de Türkiye'nin yedinci en büyük  gölü ve üçüncü en büyük tuzlu gölü olan Burdur Gölü. Isparta ve Burdur illeri sınırları içerisinde yer alan göl son 35 yılda sahip olduğu suyun yaklaşık üçte birini kaybetti. DSİ 182. Şube Müdürlüğü'nün rakamlarına göre gölün hacmi 1975'te 226 km2'den 150 km2'ye geriledi. Gölü besleyen akarsuların üzerine kurulan barajlar ve göletler, bu akarsuların Burdur Gölü'ne ulaşmasını engelliyor. Göl çevresinde açılan çok sayıda sondaj kuyusu da gölü besleyen yeraltı sularının azalmasına yol açıyor. Burdur gölü çevresinde yaşayan insanlar da dahil tüm canlıların yaşamı gölün varlığı sürdürmesine bağlı. Doğa Derneği bilim koordinatörü Süreyya İsfendiyaroğlu'nun aktardığına göre  gölde su seviyesinin düsmesi türleri etkiliyor. Göl eskisi kadar sağlıklı değil ve 15-20 yıl öncesinin türlerini besleyemiyor. Sülfür zengin, bor minerali barındıran gölün su seviyesinin düşmesi minerallerin değişimini getiriyor ve türler etkileniyor. Küresel ölçekte nesli tehlikede olan dikkuyruk popülasyonunun yaklaşık %80'i kışlamak için Burdur Gölü'nü kullanıyor. Burdur dişli sazancığı dünyada sadece Burdur Gölü'nde yaşıyor. Göl bir Ramsar Alanı, Doğal Sit Alanı ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahası. Tüm bu koruma statülerine dair merkezi ve yanlış su politikalarına feda ediliyor. Gölün kuruması türler kadar yöredeki tarımı da etkileyecek. Burdur'un nüfusunun % 60'ı tarımla uğraşıyor. Buğday ve arpa önemli ürünler, son yıllarda da meyvecilik gelişiyor. Öte yandan bölgenin yapısına uygun kuru tarımdan sulu tarıma geçişin (aynısı Konya için de geçerli) devlet eliyle teşvik edilmesi de gölü besleyen suların azalmasına yol açmış. Burdur Gölü kurursa 
Dikkuyruk
yörede iklim değişir. Nem azalır, yağışlar düzensizleşir, gece sıcaklıkları düşer, don olayları daha sık görülmeye başlanır. İklimin karasallaşması bölgedeki tarım ve hayvancılığa zarar verecek. Doğa Derneği alan koruma sorumlusu Okan Ülker, 80li yıllarda yöre halkının göl ile ilişkisinin koptuğunu, bunun da büyük oranda o dönem faaliyette olan SEKA ve şeker pancarı fabrikalarını gölü kirletmesinden kaynakladığını belirtiyor. Atık artırma tesislerinin devreye girmesinden sonra kirlilik önemli oranda azaldığını söyleyen Ülker halkın göl ile ilişkisini tekrar canlandırmak gerektiğini ve bunun su sporlarını geliştirerek yapılabileceğini ifade ediyor.  Gölün kuruması halk sağlığı açısından da tehlikelere yol açabilir. Göl aynası altından açığa çıkacak birikmiş maddeler rüzgarla taşınarak toz bulutlarına dönüşebilir, yani rüzgar erozyonu yaşanabilir. Toz bulutları, hakim rüzgar yönü doğrultusunda tarım alanları üzerinde yığılarak tarımsal verimliliği düşürebileceği gibi köylerd ve Burdur kent merkezinde yaşayanlarda üst solunum yolu rahatsızlıklarının artmasına yol açabililir. 1970'li yıllarda Antalya Elmalı'da bulunan Karagöl ve Avlan Gölü'nün kurutulmasıyla yaşanan ekolojik ve tarımsal tahribat ile Konya'da bulunan Ereğli Sazlıkları'nın kurutulması (1950-1983) sonucu başlayan rüzgar erozyonu Burdur Gölü için ders çıkarılabilecek örnekler. 

Dereler Burdur Gölü'ne özgürce aksın 



16 Mart 2013 Cumartesi günü Ankara, İstanbul, Urfa, İzmir ve Antalya'dan doğaseverler Doğa Derneği ve Atlas Dergisi ile birlikte Burdur'da Cumhuriyet Meydanı'nda buluştular. Burdur Gölü'nün yanlış tarım ve su politikaları sonucu ekolojik işlevini yitireceğine dikkat çekip gölün su hakkını vurguladılar. Bölgede inşa edilen irili ufaklı 23 baraj ve göletin, derelerin Burdur Gölü'ne ulaşmasını engellendiği söyleyen doğa korumacılar derelerin göl ile buluşmasını simgeleyen dev bir koreografi gerçekleştirdiler. Burdur Cumhuriyet Caddesi'nde Burdur Gölü ve çevresindeki dereleri (Borçay, Ulupınar, Bayındır, Kurna ve Çerçin) simgeleyen mavi bir kumaş taşınarak bir insan zinciri oluşturdu. İl dışından gelen doğa severler dereleri simgeleyen kumaşları, Burdurluların taşıdığı göl ile buluşturdular. "Burdur cennet olur dereler göle aksa" ve “Göl yoksa Burdur da yok, göl yoksa ürün de yok, göl yoksa hayat da yok” sloganları da etkinliğe eşlik etti. 2008-2012 yılları için hazırlanan Burdur Gölü Yönetim Planı'nda gölün hidrolojik seviyesinin dengelenmesi yer alıyordu fakat yapılan barajlarla ve yanlış sulama politikalarıyla gölün derelerce ve yeraltı kaynaklarınca beslenmesine engel oldular. Yönetim planının revizyonunun yapılacağı bugünlerde yapılan bu eylem ile gölün ihtiyacı olan suyun barajlardan nasıl bırakılacağı karara bağlanması bir talep olarak öne çıkıyor. Yerel yöneticiler, kurumlar ve milletvekilleri gölün kuruması tehlikesinin ve bunun altından yatan nedenlerin farkındayken DSİ'nin merkezi planlarında Burdurluların sesine kulak vermesi gerekiyor.
Burdur Cumhuriyet Meydanı

Cumhuriyet Meydanı'ndaki koreografiden sonra Cumhuriyet Parkı'nda Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz ile Türk Halk Müziği sanatçısı Sümer Ezgü basın açıklaması yaptılar. Yılmaz, Burdur Gölü kuruduğunda yöred yaşamın ve tarımın devam etmesinin zor olduğuna vurgu yaptı ve "Göl son 35 yılda üçte birini kaybetti, su seviyesi 12 metre düştü. Gölün kurumasının sebepleri, gölü besleyen yer üstü sularının baraj ve göletlerde tutulması, yer altı sularının ise sondaj kuyularıyla aşırı miktarlarda çekilmesi" dedi. Hemşehrilerine seslenen Ezgü ise Burdur Gölü'nde yüzme öğrendiğini ve çocukluğunu geçirdiğini, şimdi ise can çekişen bir göl görmekten üzgün olduğunu belirtti. "Doğa bir zincirdir, bunun bir halkası koparsa zincir dağılır. Burdur'da göl biterse yaşam biter. Zincirden halkalar biterse biz biteriz. Burdurlular biter " diyen Ezgü planlamaların çok dikkatli yapılması gerektiğini vurguladı.




12 Aralık 2012 Çarşamba

11. Yeşil Diyalog Toplantısı


Program:

10:00 – 11:00 Açılış ve Kayıt
Açılış Konuşması: Sevil Turan, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş sözcüsü
Arif Ali Cangı, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş sözcüsü
Sevgi Mutlu, Yeşil Düşünce Derneği

11:00 – 12:30 Paralel Oturumlar

A) Erman Topgül (Sokak Bizim Derneği)

“İnsan odaklı sokak, canlı sokaklar, bisikletlilerden/yayalardan oluşan ulaşım, insani ölçekte kent”

B) Eşkonuşmacılar: Meltem Şendağ (Zumbara) ve Aytaç Timur (Yeryüzü Derneği)

“Takas ekonomisi, zaman bankası ve toplum temelli tarım uygulamaları”

C) Defne Koryürek (Slow Food Fikir Sahibi Damaklar)

“Gıdaya sahip çıkmak, hayatta kalabilmek, beslemek ve beslenmek için kurduğumuz yeni ittifaklar”

12:30 – 13:00 Ara

13: 00 – 16:00 Ana oturum “Yerel Yeşil Politika Deneyimleri”
Yeşil Yerel Yönetimler

Moderatör: Sevgi Mutlu, Yeşil Düşünce Derneği
Konuşmacılar:
Ayşe Gökkan, Nusaybin Belediye Başkanı, BDP
Monica Vana, Avusturya Yeşil Partisi üyesi, Viyana Belediye Meclisi üyesi, Yeşil Meclis Üyeleri Ağı Koordinatörü
Michalis Tremopoulos Yunanistan Yeşil Partisi üyesi, eski AP Milletvekili
İkbal Polat, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi üyesi

16:00 – 16:30 Ara

16:30 – 18:30 Paralel Atölyeler

A) Yerel yönetimlere katılım. Moderatör: Ahmet Aşıcı

“Doğrudan demokrasinin yerel yönetimlerde uygulama örnekleri ve öneriler”

B) Kent ve iklim değisikliği. Moderatör: Ümit Şahin

“Kentte iklim değişikliği mücadelesi; kazanımlar, iyi örnekler ve öneriler”

C) Kırsal sürdürülebilirlik. Moderatör: Durukan Dudu

“Kırsalda yaşamın ve üretimin küçük çiftçi lehinde sürdürülebilirliği”

Etkinliğin bu son bölümünde gün boyu yapılan tartışmaların ışında üç ana başlık altında değerlendirilmesi, kampanya ve çalışma önerilerinin tartışılması hedeflenmektedir. Her bir başlıkla ilgili uzmanlar tarafından yerel uygulamalar açsından mevcut durumu özetleyen 15 dakikalık sunumların ardından sorunlar tespit edilerek bunların aşılması için yerellerde gerçekleştirilebilecek kampanya/çalışma önerilerinin derlenip tartışılması planlanmaktadır.


Not: Etkinlik süresinde İngilizce-Türkçe simültane çeviri yapılacaktır. 

17 Kasım 2011 Perşembe

Sürdürülebilir Kentler Konferansı’ndan

Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye ve Fransız Kalkınma Ajansı (AFD)’nin birlikte düzenlediği “Türkiye’de Sürdürülebilir Kentler: Düşük Karbonlu Sürece Geçiş nasıl yönetilir?” konferansı 15 Kasım 2011 günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Denizbank’ın ana sponsorluğunda ve Marmara Belediyeler Birliği ve ICLEI ortaklığıyla düzenlenen konferansa Türkiye’den (Gaziantep,Seferihisar, Kartal) ve yurtdışından (Paris, Birmingham, Zagreb) (belediye başkanları, ulusal ve uluslararası kurumlarında uzmanlar ve sivil toplum, üniversite ve medya temsilcileri katıldı. Fransa Büyükelçisi Laurent Bill, açılış konuşmasında konferansın 2011 Durban ve 2012 Rio toplantıları öncesinde önemli bir girişim olduğunu, şehirlerin iklim değişikliği konusunda hem sorunların hem de çözümlerin odağında olduğunu belirtti. Fransa’da hükümetin Le Grenelle Environment inisiyatifinden bahseden Bill, nüfusu 50 binin üzerindeki yerleşim bölgelerinin iklim değişikliği eylem planı düzenlemelerinin bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Fransız Kalkınma Ajansı Direktör Yardımcısı Martha Stein-Sochas, sürdürülebilir ve eşitlikçi bir ekonomik kalkınma için çalıştıklarını, enerji ve karbondioksit tasarrufunda belediyelerin önemli bir role sahip olduğunu ve kendilerinin de yerel yönetimlere finans desteği sağladıklarını belirtti. REC İcra Direktörü Marta Bonifert: REC İcra Direktörü Marta Bonifert

ise konferansın sonunda iklim dostu kentler bildirisini imzaya açacaklarını, iklim değişikliği konusunda sorumluluk almaya hazır belediyelerin katılımını beklediklerini açıkladı.

Emekli Müsteşar, Çevre ve Orman Bakanlığı ve REC Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Z. Sarıkaya, “Sürdürülebilir Kentler için Merkezi ve Yerel Yönetimler Arasındaki İşbirliğinin Önemi” başlıklı özel bir konuşma yaptı. Sürdürülebilir kent tanımını ekolojik, ekonomik ve sosyal unsurların denge içinde sürdürüldüğü kent olarak yapan Sarıkaya, Türkiye’de merkez ve yerel arasındaki ilişkinin dinamik bir süreç olması gerektiğini çünkü devam eden göç süreci yüzünden alınan kararların sürekli gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Dünyada kent nüfusunun her hafta bir milyon arttığını söyleyen Sarıkaya, Türkiye’de kentsel nüfusun %70 seviyesinden olduğunu ve en büyük nüfus artış oranının ise 1980-85 yılları arasında gerçelşetiğini ifade etti. Son dönemlerde çevre denetimlerinin bakanlıklardan yerel yönetimlere yetki devri söz konusu olduğunu fakat yerel yönetimlerin bu yetkileri kullanacak kapasitede olmadıkları takdirde çevreye daha çok zarar verildiğini belirten Sarıkaya özellikle çevre ve iklim konularında gelişmiş ülkelerden gelişenlere, merkezden yerel teknoloji transferinin gerekliliğini vurguladı.Grenelle de L’environment inisiyatifinden bahseden Bill, nüfusu 50 binin üzerindeki yerleşim bölgelerinin iklim değişikliği eylem planı düzenlemelerinin bir zorunluluk olduğunu ifade etti. Fransız Kalkınna Ajansı Direktör Yardımcısı Martha Stein-Sochas, sürdürülebilir ve eşitlikçi bir ekonomik kalkınma için çalıştıklarını, enerji ve karbondioksit tasarrufunda belediyelerin önemli bir role sahip olduğunu ve kendilerinin de yerel yönetimlere finans desteği sağladıklarını belirtti. REC İcra Direktörü Marta Bonifert: REC İcra Direktörü Marta Bonifert ise konferansın sonunda iklim dostu kentler bildirisini imzaya açacaklarını, iklim değişikliği konusunda sorumluluk almaya hazır belediyelerin katılımını beklediklerini açıkladı.

Konferansın “Geleceğin Kentlerine Doğru: Kentler iklim değişikliğine nasıl cevap verebilir?” başlıklı oturumunda iklim değişikliğine yerel çözümlerin nasıl bir kavramsal çerçevede ele alınabileceği tartışıldı. Oturum başkanlığını yapan Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İcra Komitesi üyesi Prof. Korel Göymen günümüzde çevre konusunda klasik kamu yönetimi anlayışından yönetişim anlayışına geçilmesi gerektiğini, planlamanın yerel ve bölgesel olması gerektiğini belirtti. Çevre ve iklim konusunda kalkınma ajanslarının ve kent konseylerinin yeni aktörler olarak yerlerini aldıklarını; Türkiye’de sayısı 100’ü geçen kent konseylerinin stratejik planlamalar yaptıklarını ve iklimin bir başlık olarak bu planlarda yer aldığını vurguladı.

Local Governments for Sustainability Avrupa Bölge Direktörü. Gino Van Begin, ICLEI olarak iklim konferanslarını yakından izlediklerini ve hükümetleri etkilemek için çalışmalar yaptıklarını anlatarak konuşmasında başladı. Ekolojik borcumuzun artmasını, kürenin ısınmasını ve kentleşmenin artmasını küresel eğilimler olarak tanımlayan Begin, Avrupa’nın çeşitli kentlerinden yenilenebilir enerji üretimi ile ilgili yerel yasalardan örnekler verdi. Ayrıca hazırladıkları "Şehir İklim Kataloğu” ile şehirlerin iklim alanındaki etkinliklerini, hedeflerini ve başarılarını bir araya getirmeyi hedeflediklerini belirtti.

Oturumun son konuşmacısı Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Refik Erzan’dı. Erzan, Master Card için hazırladıkları Türkiye’nin İlleri Sürdürülebilirlik Araştırması’nın sonuçlarını paylaştı. Ekonomik, sosyal ve çevresel ayaklar üzerinde oluşan bu iller endeksinde Eskişehir ve Kayseri, Konya ve Bursa üst sıralarda olduğunu, Ankara ve İzmir’inde İstanbul’un önünde yer aldığını belirtti. Erzan, ekonomi geliştikçe çevrenin aynı ölçüde gelişmediğini, çevreye verilen önemin ekonomiyi de canlandırması gerektiğini savunan Erzan, kentlerin sürdürülebilirliği sağladığı ölçüde iklim değişikliğine dayanaklı hale geldiğini vurguladı.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr.Asım Güzelbey, belediyelerin geleceği düşünmek adına iklim değişikliği konusunda da atım atmaları gerektiğini ve bu çerçevede Türkiye’de ilk olarak Gaziantep’te iklim eylem planının hayata geçirildiğini belirtti. Güzelbey, Şubat 2010’da başlayan iklim eylem planı çalışmaları 2010 sonunda bitirildiğini ve Fransız Kalkınma Ajansı’ndan büyük ölçüde yardım gördüklerini söyledi. Gaziantep’in enerji envanterini çıkardıklarında konutlardaki enerji tüketiminin neredeyse sanayi ile aynı oranda olmasına şaşırdıklarını belirten Güzelbey oranları şu şekilde verdi. %34 sanayi, %33 konut,%20 ulaşım ve %13 atık. 2023 yılında hedeflerinin ilde kişi başı karbon ayakizini %15 azaltmak olduğunu belirten Güzelbey, 3 milyon metrekare üzerinde 200 bin nüfuslu ekolojik bir kent planladıklarını belirtti. Bu kentte evlerin minimum enerjili, yeşil çatılı olacağını, kent bahçeleri, organic tarım alanları ve kültür havzaları yapacaklarını vurguladı.


Konferansın programı için http://www.surdurulebilirkentler.org/download/AFD_gundem.pdf

19 Ekim 2011 Çarşamba

Yesil Ekonomi Konferansi

Yesil Dusunce ve Heinrich Boll Stiftung Dernegi tarafindan duzenlenen 2. Yesil Ekonomi Konferansi, 22 Ekim Cumartesi günü Cezayir Toplanti Salonu'nda yapiliyor. Yerel Yesil Secenekler temasi altinda kent tarimi, yesil belediyecilik, yesil mimari, yesil enerji ve yesil kent planlamasi gibi konularda oturumlarin yer alacagi konferansa katilim ucretsiz. Herkesi tartismaya ve katkida bulunmaya davet ediyoruz.


2. Yesil Ekonomi Konferansi
22 Ekim 2011
Cezayir Buyuk Toplanti Salonu, Istanbul
Yerel Yesil Secenekler

Tuketmek uzerine kurulan kuresel ekonomik yapi, 2008 yilinda buyuk bir cokus yasadi. Dunya ekonomisi toparlanma surecini atlatamamisti ki, yeni bir krizle daha karsi karsiya kaldi. Belki de krizden hic cikamadi demek daha dogru olur. Ekonomik krizin ne kadar surecegi belli degil ama belli olan bir sey var ki, o da bu dunyada yasamaya devam edeceksek eski aliskanliklarimizi unutmamiz gerektigi.

Mevcut sistem “yasanabilir” kentler degil “marka kentler” yaratma pesinde. Ulasim, kentsel donusum, enerji gibi gundelik yasami sekillendiren alanlardaki yatirim kararlari, sadece tuketime dayali ekonominin devamini gozetecek sekilde aliniyor. “Cilgin” projelerden gecilmiyor ancak sehirlerdeki yasam kalitesinden, vatandaslarin “akli basinda” taleplerinden bahseden yok. Ranta dayali siyaset yasami yok ediyor.
Cozumsuz degiliz. Baska bir ekonomik sistem, baska bir dunya kurmak icin seceneksiz de degiliz. Uluslararasi, ulusal, yerel olcekte yapilacak cok is var. Turkiye’deki yerel yonetimlerin manevra alani dar olsa da, hayata gecirebilecekleri yasamdan yana yesil politikalar mevcut.

Yesil Dusunce Dernegi ile Heinrich Boll Stiftung Dernegi bu yil ikincisi yapilacak Yesil Ekonomi Konferansi’nda “Yesil Yerel Secenekleri” tartismaya aciyor. Kent planlamasindan mimariye, ulasimdan enerjiye yerel belediyelerin onundeki secenekleri degerlendirmek, iyi ornekleri one cikarmak amaciyla olusturdugumuz program, bu orneklerden cikartilabilen deneyimleri paylasip kendi yasadigimiz yerel alanda cogaltmasi ile yeni bir siyasi anlayis olusturulabilir. Buna gore de onumuzdeki yerel secimler oncesinde farkli, yasamdan yana bir belediyecilik secenegini kamuoyunun dikkatine sunmayi amacliyoruz. Bu konferansin bir ozelligi de Turkiye’deki olumlu orneklerden yola cikarak, farkli politik secenekleri Turkiye’deki mevcut sartlara gore gelistirmeyi tesvik etmeyi hedeflemesi.
Yesil ekonomi ve yerel yonetimlerin sorunlariyla ilgilenen herkesi, Yesil Ekonomi Konferansi’ni izlemeye ve tartismalara katkida bulunmaya davet ediyoruz.

Yesil Ekonomi Konferansi 2 – Yesil Yerel Secenekler
Tarih: 22 – 23 Ekim 2011
Yer: Cezayir Toplanti Salonu
Hayriye Caddesi 12, Galatasaray, Beyoglu-Istanbul

22 Ekim 2011 Cumartesi
09:00 Kayit
09:30 Acilis konusmalari
Dr. Ulrike Dufner - Heinrich Boll Stiftung Dernegi Yuksel Selek – Yesiller Partisi Es Sozcusu

1. OTURUM – Yesil bir belediye mumkun mu?
09:45 Ana konusmaci: Dr. Dirka Grießhaber – Hamburg Kentsel Gelisim ve Cevre Bakanligi / Avrupa Yesil Baskenti Hamburg 2011 Yurutme Kurulu Uyesi
10:15 Soru-Cevap

10:30 Cay molasi

10:45 Yesil belediyelerin unsurlari (Moderator: Ozgur Gurbuz ) Ulasim - Prof. Dr. Haluk Gercek / Istanbul Teknik Uni. Ogr. Uyesi Yesil Kentin Sinirlari - Yar. Doc. Dr. Koray Velibeyoglu / Izmir Yuksek Teknoloji Enstitusu Ekolojik Krizin Kent ve Bolge Planlamasina Etkileri - Ikbal Polat Mimari - Orhan Esen

12:30 Yemek arasi

2. OTURUM
13:30 Yesil Secenekler 1 (Moderator: Alper Akyuz)

Yerel Enerji - Huseyin Celik / Dikili Jeotermal A.S. Yon. Kurulu Bsk.
Yerel Ekonomi - Ilhan Koculu / Tohum Izi Dernegi Kent Tarimi Uygulamalari - Aytac Timur /Yeryuzu Dernegi

15:00 Cay molasi

15:15 Yesil Secenekler 2 (Moderator: Mahmut Boynudelik)

Sorumlu Turizm - Yrd. Doc. Dr. Ferah Ozkok / Canakkale 18 Mart Uni. Ogr. Uyesi Yavas Sehir - Prof. Dr. H. Ridvan Yurtseven / Canakkale 18 Mart Uni. Ogr. Uyesi Kentsel Donusum - Cihan Uzuncarsili Baysal / BM Habitat AGFE temsilcisi.

16:45 Kapanis
16:50 Film gosterimi: Ekumenopolis

23 Ekim 2011 Pazar
Akademi ve STK’ler: Turkiye'nin Cevre Sorunlari Uzerine Nasil bir Isbirligi?

09:30 Kayit
10:00- 12:30 Politik Ekoloji Calisma Grubu

18 Ekim 2010 Pazartesi

Moda Sahili'ne Hançer

Dev “Corner Otel”e Hayır Platformu, Moda sahilinde hızla yükselen Corner Otel özelinde İstanbul’da hızla devam eden İmar Rantları’na karşı 23 Ekim 2010 Cumartesi günü Kadıköy İskele Meydanı, Atatürk Anıtı önünde bir basın açıklaması yapacak. Tüm Kadıköylüler ve İstanbullular davetli.
Saygılarımızla,
Kerem ATEŞ
Platform Basın Sözcüsü
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...