yeşil ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yeşil ekonomi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Haziran 2016 Çarşamba

Yeşil İklim Yeşil Ekonomi

Yeşil Düşünce Derneği, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ve Yeşil Avrupa Vakfı olarak “Yeşil İklim, Yeşil Ekonomi” başlıklı bir proje yürütüyoruz. Amacımız Türkiye’nin olması gereken azaltım ve uyum hedeflerine uygun somut politika önerileri geliştirecek bir çalışma ile Yeşil Ekonomi çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadele etmek.

Proje kapsamında enerji, kent ve toprak kullanımı alanlarında Avrupa Birliği ve AB ülkelerindeki iyi uygulamaları Türkiye ve Türkiye yerelindeki iyi uygulamalarla karşılaştırıyoruz. Aynı zamanda bu iyi uygulamaların Türkiye’de yerele uyumlu bir şekilde uygulanabilir olup olmadığını araştırıyoruz.

Bu bağlamda “İklim Dostu Kentler ve Yeşil Ekonomi” başlıklı ilk çalıştayımızı 27 Haziran’da gerçekleştiriyoruz. Bu üç ekonomi alanına odaklanacak bir serinin ilki olan bu çalıştayda bu alandaki politikaları
  • Binaların enerji verimliliği, pasif binalar
  • Kent içi hareketlilik
  • Taşkınların önlenmesi
  • Isı adası etkisi
  • Kent, topluluk bostanları 
gibi alt başlıklarla değerlendireceğiz. Türkiye'de düşük karbonlu politikalar yönünde bir dönüşümün ve iyi örneklerin uygulanmasının önündeki engeller ve bu alandaki fırsatları tartışacağız.
Program:
9.30-10.00: Kayıt
10.00-11.00: Konuşma: Evelyne Huytebroeck (Brüksel Bölgesi eski Çevre Bakanı, Belçika Ecolo Yeşiller Partisi)
11.30-12.30: Konuşma: Doç.Dr. Osman Balaban (ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama öğretim üyesi)
12.30-13.30: Ara


13.30-16.00: Atöyle Çalışması: İklim dostu kent politikaları ve yeşil ekonomi
Katılmak için
https://docs.google.com/forms/d/1d2fO7AjKB4Bgo-NkkNfQ_xW630HGzrdCwVSUC4Em9ds/viewform?c=0&w=1

21 Ekim 2015 Çarşamba

Yeşil Ekonomi; Küçülmek Güzeldir

 
Yeşil Ekonomi; Küçülmek Güzeldir

Darren Zhang, Flipo Fabrice, Giorgos Kallis, Jeroen Van Den Bergh, Raoul Weiler,
 Roefie Hueting
Çeviren : Serin Erengezgin

Gezegenimiz mit haline gelen büyümeye olan yanlış inancın tehdidi altındadır.

Daha fazla ekonomik büyümenin gerekli olduğu söylemi, yaşam kalitesinde sürekli bir iyileştirme beklentisinde olan insanlarda ‘büyüme gerekli’ mesajlarının içselleştirilmesine neden oluyor. Bu mesaj, toplumsal, ekonomik, siyasal ve çevresel ilerlemenin ana etkeninin ekonomik büyüme olduğunu ileri sürüyor. Büyümenin zenginlik yarattığı ve toplumsal iyileştirme için gerekli araçları sağladığı varsayılıyor. Bu nedenle siyaset, hedeflerine sürekli büyümeyi ve kalkınmayı oturtuyor. En önemli icraatın olası en yüksek hızla büyümek olduğu amacı yinelenip duruyor.

Kalkınmak ve büyümek sağ ya da sol siyaset için, adeta bir din gibi. Sadece bu hedefe varmak için izlenecek yol, daha doğrusu feda edilecek olgularda anlaşamıyorlar. 

Zenginlik ile refah, yarışmacı toplum ile dayanışmacı toplum, hükmetmekle gezegen ile uyum içinde yaşamak gibi hayati tartışmalar gündemimize ne zaman girecek?

Bugün küçülmek, büyümemek gibi ekonomik kavramlar, büyümek/kalkınmak ikilisinden çok daha hayati konular. Küçülmek Güzeldir, Türkiye’de bu tartışmaların ivme kazanması arzusuyla hazırlandı.

Sayfa Sayısı : 144
Kitap Boyutları : 13.5X21
ISBN No: 978-605-5895-63-1
Etiket fiyatı : 16 TL

İÇİNDEKİLER

 YERYÜZÜNÜN VARKALMASI İÇİN KÜÇÜLME
Raoul Weiler
Sayfa 9
NEDEN ÇEVRESEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BÜYÜK OLASILIKLA BÜYÜYEN ÜRETİMLE BİRLİKTE ULAŞILABİLECEK BİR HEDEF DEĞİLDİR
Roefie Hueting
 Sayfa 21
KÜÇÜLMENİN KAVRAMSAL KÖKLERİ
Fabrice Flipo
Sayfa 37
KÜÇÜLME: EKONOMİK BÜYÜME Mİ EŞİTLİK Mİ TARTIŞMASININ ÖTESİNE GEÇMEK
Darren Zhang
Sayfa 55
BÜYÜMEYE KARŞI ÇEVRE - “KÜÇÜLME”NİN BİR ELEŞTİRİSİ VE “BÜYÜME-SİZLİK” İÇİN BİR SAVUNU
Jeroen C.J.M. van den Bergh
Sayfa 67
 KÜÇÜLME SAVUNUSU
Giorgos Kallis
Sayfa 111

Raoul Weiler (1938)
Roma Kulübü’nün EU-şubesinin kurucusu ve başkanıydı. Doktorasını aldıktan sonra University of North Carolina’da,  Washington’daki Catholic University of America’da, Paris’te Centre de la Recherche Scientifique’de teknoloji ve topluluk arasındaki ilişkiler üzerine dersler verdi. Bilişim ve İletişim teknoloji yöneticisi olarak Antwerpen’de Bayer ilaç ve kimya şirketinde çalıştı. 
Uzun zaman farklı teknoloji gruplarının kurucusu ve başkanı oldu. Birçok uluslararası sempozyum organize etti.

Jeroen van den Bergh (1965)
 
Universidad Autonoma de Barcelona’da sosyal ve davranış bilimleri bölümünde ve University Amsterdam’da iktisat ve işletme fakültesinde çevre ve kaynak ekonomisi profesörüdür. Önceden VU Amsterdam Üniversitesi’nde profesörlük yapmış ve Energi Council of Netherlands (Hollanda’nın Enerji Heyeti) (1997-2007) üyesiliğinde bulunmuştur.  16 kitap ve 160 makale yayımladı.
Araştırma alanları: iktisat, geri dönüşüm, ekoloji-ekonomi modelleme, karbon azalma ekonomisi, çevre politikasının uzamsal ve uluslararası politikaları ve ilkim politikasının ekonomik analizi.
Roelof (Roefie) Hueting  (1929)
Hollandalı iktisatçı. Hollanda’nın İstatistik Dairesi’nin kendi kurduğu “Çevresel İstatistik Bölümü’nün” şefiydi. Ekonomik büyümenin değerlendirmesini ve yeniden incelenmesini sağlayan Sustainable National İncome (Sürdürülebilir Milli Gelir) tasarımının geliştirmesiyle tanınmış oldu. 1970 yılında makaleleri “Doğanın bizim için ne değeri var?” isimle yayımladı. “Kıtlık ve ekonomik büyüme” isimli doktora tezini 1974 Groningen Üniversitensi’nde yazdı. Piyanist ve Down Town Jazz Band’ın lideridir. 
Darren Zhang Auckland (Yeni Zelanda) Üniversitesi’nin öğretim üyesidir. Çalışma alanları: Felsefe ve eleştirel teoridir.
Fabrice Flipo (1972)
Yazar felsefe eğitimi aldı, teknoloji ve çevre konularında uzmanlaşıp doktora yaptı. Güncel Felsefe Konferansı'nın başkanıdır. Telecom Yönetim Üniversitesi'nde Dil ve Kültür Bilimleri Fakültesi’nde doçent ve araştırmacı olarak çalışıyor.
Giorgos Kallis (1972)
Kaliforniya Üniversitesi’nde Marie Curie adında olan Enerji ve Kaynaklar uluslararası post-doktora programı bitirdi (2008). Araştırmaları topluluk ve çevrenin ortak evrilmesine ve uzun nehir havzalarının ortak yönetimi ve kuraklığın sosyal adapte edilmesine odaklandı. Doktorasını çevreci politika ve tasarım konusunda, Yunanistan’daki Ege Üniversitesi’nden aldı. Araştırmaları çevrenin bozulmasının sosyal ve biyo-fizik sonuçlarına yöneliktir. Su kaynaklarının korunması ve su politikaları (kuraklıklar, şehirlerde su toplama, katılımcı yönetim) alanında uzmandır.



5 Eylül 2012 Çarşamba

Yeşil Yakalılar ve Siyaset


Mavi yakalılar, beyaz yakalılar, gri yakalılar, mor yakalılar, yeşil yakalılar.  Yakaların rengi ekonominin yapısı değiştikçe farklılaşıyor. Son dönemde ilgi yeşil yakalılara doğu kaymış vaziyette. Ekonomik ve ekolojik krizi birlikte yaşadığımız bu dönemde çevre korumanın ve gelişmiş çevre politikalarının ekonomiye ve özellikle istihdama olumsuz etkileri olacağı düşüncesi etkisini yitirmeye başlıyor ve yeşil işler ortaya çıkıyor. UNEP/ILO/UTEC tarafından 2008’de hazırlanan “Green Jobs: Towards Sustainable Work in a Low-Carbon World” raporunda “yeşil işler ” imalat, tarım, hizmet ve Ar-Ge sektörlerinde insanlığın karşı karşıya olduğu çevresel tehditleri gidermeyi amaçlayan işleri tanımlamak için kullanılıyor. 


Şimdiye kadar ekonomik krizin de etkisiyle, yaratılan yeşil işler ile istihdama nasıl katkı sağlanabileceği konuşuldu. Pek öngörülmeyen ama önümüzdeki yıllarda ortaya çıkacak bir konu da yeşil yakalıların siyaset dünyasında oynayacağı rol.

Yazının devamı EKO IQ Yeşil İş ve Yaşam dergisinin Eylül 2012 sayısında.

24 Nisan 2012 Salı

İki yeni kitap


26 yıl önce, düşman, 26 Nisan 1986 Cuma gece yarısından sonra Ukrayna’nın Kiev kentindeki 30 bin nüfuslu Pripyat kasabası yakınlarındaki Çernobil Atom santralinin 4 numaralı reaktörünü patlattı; bir-iki saat içinde Pripyat’ı ve hızla bütün Ukrayna, Belarus ve Rusya’yı işgal etti. Daha sonra Doğu Avrupa’ya ve 4 Mayıs gece yarısı Türkiye’ye havadan saldırdı ve 5-6 Mayıs 1986’da, yağan yağmurla birlikte özellikle Marmara ve Edirne çevresini ardından Batı ve Doğu Karadeniz’i karadan-havadan işgal etti.

Bu kez düşman, işgal biçimi ve süresi daha önce görülmemiş biçimdeydi. İşgalden, en fazla çocuklar, ama en çok da işgalden 0-6 yıl önce doğanlarla, 0-6 yıl sonra doğacaklar etkilendi. Çünkü işgalci, çocukların derilerine ve akciğerlerine ve anneleri onlara hamile iken tükettikleri “ota, süte, ete/umuda, hürriyete”; açık havada yetişen tüm besinlere, süt ürünlerine ve çaya yıllarca radyasyon yağdırdı. Çocukların kemik iliklerini, tiroid bezlerini ve işgal ettikleri tüm ülkelerin erkekliğini ve kadınlığını yıllarca radyasyon bombardımanına tuttu, hâlâ tutuyor. Ve şimdi bu çocuklar 20-32 yaşında ve işgalin hâlâ sürdüğünü bilmedikleri için düşmanın karargâhını Akkuyu’ya ve Sinop’a kurmasını isteyenleri iktidara getiriyorlar.

Ey Çernobil gençliği! Ve sizlerin atom bombası denemeleri kuşağı anne ve babalarınız!

Bu kitap, sağlığınızı, çevrenizi ve insan haklarınızı rehin alanların ve sizi radyasyon tutsağı
yapanların geçmişte size yaptıklarını ve bundan sonra yapacaklarını görmenizi, bilmenizi,
anlamanızı ve onları vicdanlarınızda yargılamayı amaçlamaktadır.

Çernobil Halk Mahkemesi
Çeviren :Umur Gürsoy
Yeni İnsan Yayınevi
Nisan 2012
298 Sayfa
18 TL
 Yeşil Ekonomi
Editörler. Ahmet Atıl Aşıcı – Ümit Şahin

Yetmişlerin başında “Büyümenin Sınırları” raporu yayınlandı. Rapor basit bir soruya cevap arıyordu: Büyüme ya da kalkınma daha ne kadar sürdürülebilir?

Raporun bu basit ama önemli soruya verdiği cevaplar, geride kalan 40 yılda birer kehanet gibi gerçekleşmeye başladı. Ancak görmeyen gözlere, duymayan kulaklara bu kehanetler hala ulaşamıyor. Neyse ki kendini yarınlardan sorumlu tutan insanlar hâlâ var!

Yeşil ekonomi, bir ekolojik sıçrama öngörüyor. Dünyanın biyolojik kapasitesi, insanların büyüme arzularını karşılamıyor. Bugün her insan gelişmiş Batı ülkeleri kadar tüketseydi 3 dünyaya daha ihtiyacımız olurdu. Bu tüketim toplumu hala sürdürülebilir mi?

Sorular bitmiyor: Yeşil ekonomi bir çıkış yolu mu? Yoksa yeni bir ütopya mı? Kapitalizmi yeşile boyamak mı? Yoksa kapitalizmden çıkış için gereken ekonomik dönüşümün başlangıcı mı? İhtiyaçlarımızın ne kadarı gerçek? Mutluluk ekonomisi mümkün mü?

Elinizdeki derleme bu soruların cevaplarını ararken Türkiye’de alanında yayımlanan ilk  kitaplardan biri olma özelliğini taşıyor. Kitap teoriyi, somut politika önerileriyle birleştiriyor.
İTÜ’de öğretim üyesi olan iktisatçı Ahmet Atıl Aşıcı’nın ve yeşil düşünce alanında önde gelen düşünürlerden biri sayılan Fransız iktisatçı Alain Lipietz’in yazıları yeşil ekonomi ve yeşil yeni düzenin teorik ve tarihsel arka planını ele alırken, Avrupa Yeşilleri’nin yeşil ekonomi üzerine hazırladığı yazılar somut, uygulanabilir ve reformcu politik önerilerin içerdiği olanakları gösteriyor.
Önsöz:YükselSelek
Sunuş: Ümit Şahin

Yeşil Ekonomi
Editörler. Ahmet Atıl Aşıcı – Ümit Şahin
Yeni İnsan Yayınevi
Nisan 2012
8 TL.

26 Ekim 2011 Çarşamba

II. Yeşil Ekonomi Konferansı: Yeşil Yerel Seçenekler

Yeşil Düşünce ve Heinrich Boll Stiftung Derneği tarafından düzenlenen 2. Yeşil Ekonomi Konferansı, 22 Ekim Cumartesi günü İstanbul/Beyoğlu’nda, Cezayir Toplanti Salonu'nda gerçekleştirildi. Yeşil Yerel seçenekler teması altında düzenlenen konferansta yeşil belediyecilik, yeşil enerji, kent tarımı ve yeşil kent planlaması konuları tartışıldı.

Heinrich Böll Stiftung Derneği’nden Özgür Gürbüz hoşgeldin konuşmasını yaptıktan sonra sözü açılış konuşmaları için Yeşiller Partisi Eş Sözcüsü Yüksel Selek‘e ve Heinrich Böll Stiftung Derneği’nden Dr. Ulrike Dufner’e verdi. Dufner 2009 yılında düzenledikleri ilk konferansta makro politikalara deği


Şehrin son 5 ila 10 yıl içinde iklim koruma, atık, ulaşım,gürültü, çevresel yönetim, arazi kullanımı alanlarında neler yaptığı son 5 ila 10 yıl içinde neler yaptığı ve ileride ne hedefler koyduğuna


koruma alanı. Şehirde toplu taşıma yaygın ve yurttaşların %99’u bir metro veya otobüs durağına 300 metre mesafede yaşıyor. Hamburg 1990'dan 2006'ya karbon emisyonlarını %15 azaltmış, 2020 hedefi ise %40. İklim koruma için harcanan kaynağın büyük kısmı binalara ve ulaşıma gidiyor. Şehirde rüzgar, güneş ve biyokütle alanlarında çalışan 100’den fazla işletme var ve bu işletmelerin yıllık toplam cirolarının 5 milyar Avro. Avrupa Komisyonu’nun verdiği Avrupa Yeşil Başkent ödülünin başlıca kriterleri, yüksek çevresel standartlar, çevresel iyileştirme ve sürdürülebilir kalkınma alanında mecut ve gelecek projeler ve diğer şehirlere örnek olma kapasitesi. bakılıyor. Türkiye’den Bursa ve Trabzon, 2014 Avrupa Yeşil başkent ödülüne aday.ndikleri, bu seneki konferansta ise yerel düzeyde yeşil politikalar üzerinde duracaklarını söylerken Yüksel Selek, ulusal ve yerel düzeyde bütünsel yeşil politikalar geliştirme konusundaki çabaların henüz istenen seviyede bulunmadığını vurguladı.

Hamburg Kentsel Gelişim ve Çevre Bakanlığı’ndan Dirka Griesshaber sunumunda Hamburg’un 60’lardan bugüne değişimini ve 2011 Avrupa Yeşil Başkenti ödülünü nasıl aldığını anlattı. Hamburg Almanya’nın ikinci büyük kenti olarak karar alma süreçlerinde etkili. Kentin %40′ının

orman, park, tarım alanı ve doğal


Planlama metodolojisini tartışmak lazım

Griesshaber’ın sunumunun ardından Yeşil belediyelerin unsurları” başlıklı ilk oturumda Prof. Dr. Haluk Gerçek (İstanbul Teknik Üni. Öğr. Gör.), Yar. Doç. Dr. Koray Velibeyoglu (İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü), İkbal Polat ve Orhan Esen söz aldılar. 3. köprü güzergahının İstanbul’un kuzeydeki orman ve su toplama havzalarının içinden geçtiğini aktaran Prof .Gerçek; yerel yönetim ve yurttaşlar olarak bu projeleri neden durduramıyoruz sorusunu sorarak karşı çıkmak yanında alternatif de sunmak gerektiğini özellikle vurguladı.

Gayrimenkul lobilerinin de ulaşım politikasında etkisi olduğunu ve

İstanbul’da yapılması planlanan 3. Köprü bir ulaşım projesi değil arazi geliştirme projesi olduğunu ifade etti. Gerçek “3. Köprü ve Avrasya Tüneli'ni yerel yönetime Ankara kabul ettirdi, planlarda yoktu. Kent üzerinde çok büyük etkileri olacak, yapılmamalı” derken günümüzde arazinin

kullanım değerinin değil değişim değerinin (rant) önemli olduğunu vurguladı.

60’larda bölücülük olur diye bölgesel planlamanın terkedildiğini anlatan Polat, şehir planlama metodolojisinin demokratik işlemediğini çünkü güçlü çıkar gruplar tartafından yönlendirebildiğini belirtti. Belediye Meclis toplantılarının en büyük gündem konusunun plan tadilatları olduğunu, örneğin tarım yapan çiftçinin dahil edilmediğini ve bu tüm bu sorunlar yüzünden planlama metodolojisinin tartışılmaya açılması gerektiğini vurguladı. Mimari konusuna değinen Orhan Esen

yerelde ciddi izleme mekanizmaları kurmanın elzem olduğunu çünkü ölçek patlaması yaşandığını sözlerine ekledi. İstanbullu’nun su ayak izinin Bulgaristan’dan Düzce’ye kadar uzandığının da altını çizen Orhan Esen, İstanbul’da su tüketiminin körüklenmesinin ana nedeninin İstanbul Belediyesi ne kadar uzaktan su getitirse ihalelerin o kadar çok olması şeklinde yorumladı.

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nden Yar. Doç. Dr. Koray Velibeyoglu, yeşil kentin sınırları konusunda yaptığı konuşmasına mahalle kavramının yok olmak üzere olduğu tespiti ile başladı. “Bir kenti ne kadar dolaşıyoruz, ne kadar yürüyoruz, ne kadar anlamaya çalışıyoruz?” sorularını yönelten Velibeyoğlu, kentin algılanabilir bir sınırı olması gerektiğini belirterek Aristo’nun: “Kent nüfusu 10 bin kişi olmalı, antik tiyatroda toplanabilen, yüzyüze gelip siyasi kararlar alabilen insan sayısı kadar” sözlerini aktardı. Velibeyoğlu, 20. yüzyılın ilk yarısında Ebenezer Howard’ın İngiltere’de Bahçekent modelini geliştirdiğini ve Engels’in de 1857'de kötü konut koşullarını anlatan bir rapor yazdığını anlattı.


Dikili jeotermal ile ısınıyor


3, oturumda “Yeşil Seçenekler” başlığı altında yerel enerji, yerel ekonomi ve tent tarımı uygulamaları ele alındı. Dikili Jeotermal AŞ. Yönetim Kurulu başkanı Hüseyin Çelik, Dikili’nin jeotermal ile ısıtılmasının bir ütopya olarak görüldüğünü, 2007′de büyük üretim

kuyusu açtıklarını ve 2008′de ise 350 konut

ısıtmaya başladıklarını anlattı. Çelik, 2500 konutun ısıtma altyapısının sonuçlandırıldığını; tüm kamu hizmeti verilen alanların ve okulların jeotermal enerji ile ısıtıldığını; 2011 için 1500 konut, temel hedefin ise 7000 konut olduğunu ekledi. Sözkonusu yatırımların hayata geçirilmesinde en büyük güçlüğün küçük belediye bütçesiyle yapılması olduğunu ve devletten destek alamadıklarını vurguladı. Jeotermal alanların korunmasının da çok önemli olduğunu belirten Çelik, Dikili’de termal turizm ve seracılık koruma bölgesi oluşturulacağının haberini de verdi.


Kars’tan Tohum İzi Derneği‘nden İlhan Koçulu, gıdanın şiketlerin eline geçtiğini,

tohumların kaybolduğunu 2006’dan sonra öğrendiğini belirterek Kars’ta yürüttükleri faaliyeti şöyle anlattı. “Kars’tan göçü nasıl önleriz diye başladık. Gıdamıza, toprağımıza egemen olalım diyerek kültürel ve biyoçeşitliliğin yoğun olduğu köyleri seçtik. 10 köyde kaybolan tohumları ele almakla başladık. Kavılca ve kırmızı buğday başta olmak üzere bir çok çeşidi yeniden ürettik. Tohum satın alıyorduk, gübre ve ilaç istiyordu, 35-40 litre mazot tüketiyorduk. Yerli tohumda az su kullanılıyor, ilaç istemiyor, mazot tüketimimiz 20 litreye düştü. Yerli tohumları kullanmak daha karlı hale geldiğini gördük. Köyler arası bir dayanışma oluştu. Türkiye, Fransa ve Belçika’dan gruplar köylerimizi ziyaret ediyorlar. Köyde 1880′de bir yabancı bir mimarın yaptığı binada.Eko-müze kurduk. Yanında 20m2 satış dükkanı açtık. Hastalıklarda şifalı bitkiler kullanır hale geldik. Çocuklarda ishal ve bazı kadın hastalıklarını iyileştirebildik, bununla birlikte sağlık masrafları da azaldı. Bakkallarda ve

fırınlarda yerli buğday kullanıldığını görünce mutlu oluyorum”.

Yeryüzü Derneği‘nden Aytaç Timur, dünyada kent bahçeciliği adına neler yapıldığını örnekleyerek konuşmasına başladı. “Küba'nın başkenti 2,2 milyonluk Havana'da, şehirlilerin tükettiği besin maddelerinin % 80’i kent bahçelerinde üretilmiş. Moskova'da yaşayanların üçte ikisinin kent bahçesi var. Kanada'nın Montreal kentinde geçen yıl kent bahçelerinde 80 ton üretim yapılmış. Şanghay'da 2500 kilometrekarelik alan yine kent bahçesi.” Timur, İstanbul’da kent bahçeciliği projelerini duyurduktan sonraki gelişmeleri ise şu sözlerle anlattı.


Başakşehir’den Tuzla’ya kadar olan bölgeden 180 kişi bize başvurdu. Bahçeci adaylarıyla buluştuk, toplantı yaptık, fide dağıttık.İki tane çocuk yuvası kent bahçecimiz var.Cocuklar sebze-meyve nasıl yetişiyor öğreniyorlar. İstanbul Permablitz Grubu ve Slow Food Balkon Bahçeciliği konviviyumu ile çalıştık. Belediyeler bizle uzun görüşmeler yaptılar, herhalde oy çıkmaz diye vazgeçtiler.Bahçeciler artarsa belediyeler buna kayıtsız kalamaz. Bu yıl 800 kilo ürün aldık.”

Türkiye’de yavaş şehirler çoğalıyor.


Konferansın son oturumunda Çanakkale 18 Mart Üni. Öğr. Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ferah Özkök sorumlu turizm, Çanakkale 18 Mart Üni. Öğr. Görevlisi Prof. Dr. H. Rıdvan Yurtseven yavaş şehirler ve son olarak BM Habitat AGFE temsilcisi Cihan Uzunçarşılı Baysal, kentsel dönüşüm üzerine sunumlarını yaptılar.

Özkök, başka bir turizm mümkün mü sorusuna yanıt verirken son yıllarda agro-turizm, soft-turizm, sürdürülebilir turizm kavramlarının geliştiğini, eko-turizmin bir turizm çeşidi değil bir yaklaşım olduğunu belirti. Eko-turizmin başlıca kriterleri arasında doğal bir alanı ziyaret, olumsuz etkileri azaltmak, yerele saygılı yapılaşma ve çevresel farkındalığın geldiğini belirtti.

Yurtseven’de, “Yavaş Şehirler” başlıklı sunumunda Citta Slow, sürdürülebilirliği ve örgütlülüğü temel alır. Yavaş Şehirler Slow Food felsefesi üzerine kuruldu. Türkiye’deki yavaş şehirler:Akyaka-Muğla (2011), Gökçeada-Çanakkale (2011) , Taraklı-Sakarya (2011) , Yenipazar-Aydın(2011) ,Seferihisar-İzmir (2009). Baysal da İstanbul’da kentsel dönüşüm ve TOKİ’nin rolü üzerine bir sunum yaptı. Baysal konuşmasında AKP’nin İstanbul’u uluslararası sermayeye pazarlamak üzere marka kent yapmaya çalıştığını, kentsel dönüşüm adı altında yoksul kesimlerin barınma haklarını ellerinden aldığına dikkat çekti. Kentlerin insan üzerine kurulu birer sosyal organizma olduğunu vurgulayan Baysal insanı göz ardı eden kent politikalarına karşı çıkmanın yolunun mahalleleri savunmaktan geçtiğini savundu. Konferans,İstanbul’da kentsel dönüşümü ele alan “Ekümenopolis” belgeselinin gösterimiyle sona erdi. Gösteriden sonra filmin yönetmeni İmre Azem soruları cevaplandırdı.

Konferansın programı için http://www.yesilekonomi.org/

Avrupa Yeşil Başkenti Ödülü

http://ec.europa.eu/environment/europeangreencapital/index_en.htm

Ekümenopolis

www.ekumenopolis.net/


19 Ekim 2011 Çarşamba

Yesil Ekonomi Konferansi

Yesil Dusunce ve Heinrich Boll Stiftung Dernegi tarafindan duzenlenen 2. Yesil Ekonomi Konferansi, 22 Ekim Cumartesi günü Cezayir Toplanti Salonu'nda yapiliyor. Yerel Yesil Secenekler temasi altinda kent tarimi, yesil belediyecilik, yesil mimari, yesil enerji ve yesil kent planlamasi gibi konularda oturumlarin yer alacagi konferansa katilim ucretsiz. Herkesi tartismaya ve katkida bulunmaya davet ediyoruz.


2. Yesil Ekonomi Konferansi
22 Ekim 2011
Cezayir Buyuk Toplanti Salonu, Istanbul
Yerel Yesil Secenekler

Tuketmek uzerine kurulan kuresel ekonomik yapi, 2008 yilinda buyuk bir cokus yasadi. Dunya ekonomisi toparlanma surecini atlatamamisti ki, yeni bir krizle daha karsi karsiya kaldi. Belki de krizden hic cikamadi demek daha dogru olur. Ekonomik krizin ne kadar surecegi belli degil ama belli olan bir sey var ki, o da bu dunyada yasamaya devam edeceksek eski aliskanliklarimizi unutmamiz gerektigi.

Mevcut sistem “yasanabilir” kentler degil “marka kentler” yaratma pesinde. Ulasim, kentsel donusum, enerji gibi gundelik yasami sekillendiren alanlardaki yatirim kararlari, sadece tuketime dayali ekonominin devamini gozetecek sekilde aliniyor. “Cilgin” projelerden gecilmiyor ancak sehirlerdeki yasam kalitesinden, vatandaslarin “akli basinda” taleplerinden bahseden yok. Ranta dayali siyaset yasami yok ediyor.
Cozumsuz degiliz. Baska bir ekonomik sistem, baska bir dunya kurmak icin seceneksiz de degiliz. Uluslararasi, ulusal, yerel olcekte yapilacak cok is var. Turkiye’deki yerel yonetimlerin manevra alani dar olsa da, hayata gecirebilecekleri yasamdan yana yesil politikalar mevcut.

Yesil Dusunce Dernegi ile Heinrich Boll Stiftung Dernegi bu yil ikincisi yapilacak Yesil Ekonomi Konferansi’nda “Yesil Yerel Secenekleri” tartismaya aciyor. Kent planlamasindan mimariye, ulasimdan enerjiye yerel belediyelerin onundeki secenekleri degerlendirmek, iyi ornekleri one cikarmak amaciyla olusturdugumuz program, bu orneklerden cikartilabilen deneyimleri paylasip kendi yasadigimiz yerel alanda cogaltmasi ile yeni bir siyasi anlayis olusturulabilir. Buna gore de onumuzdeki yerel secimler oncesinde farkli, yasamdan yana bir belediyecilik secenegini kamuoyunun dikkatine sunmayi amacliyoruz. Bu konferansin bir ozelligi de Turkiye’deki olumlu orneklerden yola cikarak, farkli politik secenekleri Turkiye’deki mevcut sartlara gore gelistirmeyi tesvik etmeyi hedeflemesi.
Yesil ekonomi ve yerel yonetimlerin sorunlariyla ilgilenen herkesi, Yesil Ekonomi Konferansi’ni izlemeye ve tartismalara katkida bulunmaya davet ediyoruz.

Yesil Ekonomi Konferansi 2 – Yesil Yerel Secenekler
Tarih: 22 – 23 Ekim 2011
Yer: Cezayir Toplanti Salonu
Hayriye Caddesi 12, Galatasaray, Beyoglu-Istanbul

22 Ekim 2011 Cumartesi
09:00 Kayit
09:30 Acilis konusmalari
Dr. Ulrike Dufner - Heinrich Boll Stiftung Dernegi Yuksel Selek – Yesiller Partisi Es Sozcusu

1. OTURUM – Yesil bir belediye mumkun mu?
09:45 Ana konusmaci: Dr. Dirka Grießhaber – Hamburg Kentsel Gelisim ve Cevre Bakanligi / Avrupa Yesil Baskenti Hamburg 2011 Yurutme Kurulu Uyesi
10:15 Soru-Cevap

10:30 Cay molasi

10:45 Yesil belediyelerin unsurlari (Moderator: Ozgur Gurbuz ) Ulasim - Prof. Dr. Haluk Gercek / Istanbul Teknik Uni. Ogr. Uyesi Yesil Kentin Sinirlari - Yar. Doc. Dr. Koray Velibeyoglu / Izmir Yuksek Teknoloji Enstitusu Ekolojik Krizin Kent ve Bolge Planlamasina Etkileri - Ikbal Polat Mimari - Orhan Esen

12:30 Yemek arasi

2. OTURUM
13:30 Yesil Secenekler 1 (Moderator: Alper Akyuz)

Yerel Enerji - Huseyin Celik / Dikili Jeotermal A.S. Yon. Kurulu Bsk.
Yerel Ekonomi - Ilhan Koculu / Tohum Izi Dernegi Kent Tarimi Uygulamalari - Aytac Timur /Yeryuzu Dernegi

15:00 Cay molasi

15:15 Yesil Secenekler 2 (Moderator: Mahmut Boynudelik)

Sorumlu Turizm - Yrd. Doc. Dr. Ferah Ozkok / Canakkale 18 Mart Uni. Ogr. Uyesi Yavas Sehir - Prof. Dr. H. Ridvan Yurtseven / Canakkale 18 Mart Uni. Ogr. Uyesi Kentsel Donusum - Cihan Uzuncarsili Baysal / BM Habitat AGFE temsilcisi.

16:45 Kapanis
16:50 Film gosterimi: Ekumenopolis

23 Ekim 2011 Pazar
Akademi ve STK’ler: Turkiye'nin Cevre Sorunlari Uzerine Nasil bir Isbirligi?

09:30 Kayit
10:00- 12:30 Politik Ekoloji Calisma Grubu

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...