çevre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çevre etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Nisan 2022 Pazar

Aydos Ormanı'nda Çevre Temizliği Etkinliği

Yeditepe Üniversitesi PA 108 Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında faaliyet gösteren çevre gönüllüleri olarak 10 Nisan 2022 Pazar günü Saat 13’te Aydos Ormanı’nda atık toplama etkinliği gerçekleştireceğiz. 1. Derece Doğal Sit Alanı olan Aydos Ormanı’ndaki atık sorununa dikkat çekmeye çalışacağımız bu etkinlikte sizleri aramızda görmekte memnuniyet duyacağız. İhtiyaç duyulacak malzemeler (eldiven, çöp torbası) tarafımızdan sağlanacaktır. Aydos Orman Parkı’na İETT 16S, 17U ve 131V hatlarıyla, Kartal’dan minibüslerle veya özel araçla gelinebilir.  

17 Nisan 2018 Salı

Çılgın Projeleri Durdurun: Çözüm Yeşil Dönüşüm

Tarih: 21 Nisan Cumartesi | Saat: 13.30 | Yer: Kadıköy Mecra (Caferağa Mahallesi, Dumlupınar Sk. No:5, Kadıköy/İstanbul)
İnsanların gerçek ihtiyaçlarını karşılamayan, doğanın haklarını hiçe sayan projeler sürdürülemezdir. Koruma altındaki bölgelerde altın madenciliğine verilen izinler, inşa edilen ya da edilmek üzere olan nükleer santraller, Boğaz’ın yanına açılması planlanan yeni kanal, milyonlarca ağacı katleden 3. bir köprünün inşası; halihazırda kırılgan olan ekosistem üzerindeki baskıyı daha da yoğunlaştırmakta.
“Ne pahasına olursa olsun büyüme” anlayışı, bir başka deyişle, kısa görüşlü ekonomik büyüme odaklı uygulamalar günümüzde toplumların esenliğine en büyük tehditlerden biridir. Oysa, hükümetler, vatandaşlarına yaşamları üzerinde önemli etkileri olacak bu projelerin karar alma süreçlerine katılım hakkı tanımıyor.
Bu kitapta Türkiye ve Güney Avrupa ülkelerindeki “gereksiz” ve “empoze” edilmiş projelerin bir dökümü, bu projelere karşı yürütülen mücadelelerde edinilmiş deneyimler yer alıyor. Karar alma süreçlerinde katılımcılığı arttırmanın olası yolları tartışılıp, yerel ekolojik hareketleri nasıl güçlü kılabiliriz sorusu üzerine fikir alışverişinde bulunuluyor. Bunun dışında kısa görüşlü ekonomik büyüme odaklı uygulamaların tek seçenek olmadığı, doğa ve toplumla barışık Yeşil Dönüşüm politikalarının ekonomik büyüme ve istihdam yaratabilme kapasitesi açısından izlenen politikalardan ne derece üstün olduğunu görüyoruz.
2013 Ekim ayında Yeşil Düşünce Derneği tarafından geçekleştirilen Uluslararası Çılgın Projeler Konferansı ile büyüme odaklı kentsel gelişimin sonuçları tartışılmıştı. O zamandan bugüne 3. Köprü tamamlandı, Akkuyu Nükleer Santralı’nın reaktör binalarının yapımı için inşaat lisansı verildi ve İstanbul’un büyük kabusu Kanal İstanbul tekrar gündeme alındı. Bu hassas durumda Çılgın Projeler’in ekolojik, ekonomik, ve sosyal maliyetinin tartışıldığı bu konferansın sonuç kitabını yayınlamaya karar verdik. Kitap tanıtım toplantısında aynı zamanda Kanal İstanbul Projesi’nin İstanbul’a ve geleceğe maliyetini konuşmak üzere de bir panel ve forum gerçekleştireceğiz.
SUNUMLAR:
Cihan Uzunçarşılı Baysal
Hande Paker
Akgün İlhan
Kuzey Ormanları Savunması ve İstanbul Kent Savunması’ndan Temsilciler

10 Nisan 2017 Pazartesi

15 Haziran 2016 Çarşamba

Yeşil İklim Yeşil Ekonomi

Yeşil Düşünce Derneği, Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) ve Yeşil Avrupa Vakfı olarak “Yeşil İklim, Yeşil Ekonomi” başlıklı bir proje yürütüyoruz. Amacımız Türkiye’nin olması gereken azaltım ve uyum hedeflerine uygun somut politika önerileri geliştirecek bir çalışma ile Yeşil Ekonomi çerçevesinde iklim değişikliğiyle mücadele etmek.

Proje kapsamında enerji, kent ve toprak kullanımı alanlarında Avrupa Birliği ve AB ülkelerindeki iyi uygulamaları Türkiye ve Türkiye yerelindeki iyi uygulamalarla karşılaştırıyoruz. Aynı zamanda bu iyi uygulamaların Türkiye’de yerele uyumlu bir şekilde uygulanabilir olup olmadığını araştırıyoruz.

Bu bağlamda “İklim Dostu Kentler ve Yeşil Ekonomi” başlıklı ilk çalıştayımızı 27 Haziran’da gerçekleştiriyoruz. Bu üç ekonomi alanına odaklanacak bir serinin ilki olan bu çalıştayda bu alandaki politikaları
  • Binaların enerji verimliliği, pasif binalar
  • Kent içi hareketlilik
  • Taşkınların önlenmesi
  • Isı adası etkisi
  • Kent, topluluk bostanları 
gibi alt başlıklarla değerlendireceğiz. Türkiye'de düşük karbonlu politikalar yönünde bir dönüşümün ve iyi örneklerin uygulanmasının önündeki engeller ve bu alandaki fırsatları tartışacağız.
Program:
9.30-10.00: Kayıt
10.00-11.00: Konuşma: Evelyne Huytebroeck (Brüksel Bölgesi eski Çevre Bakanı, Belçika Ecolo Yeşiller Partisi)
11.30-12.30: Konuşma: Doç.Dr. Osman Balaban (ODTÜ Şehir ve Bölge Planlama öğretim üyesi)
12.30-13.30: Ara


13.30-16.00: Atöyle Çalışması: İklim dostu kent politikaları ve yeşil ekonomi
Katılmak için
https://docs.google.com/forms/d/1d2fO7AjKB4Bgo-NkkNfQ_xW630HGzrdCwVSUC4Em9ds/viewform?c=0&w=1

19 Mayıs 2015 Salı

İklim Adaleti


Yeb Sano’yu hatırlar mısınız acaba? Kendisi Varşova’da 19. Taraflar Toplantısı’ndan (COP-19) iklim için doğru kararlar çıkması için açlık grevi yapmıştı. Bunu hatırlamazsanız, toplantıda Filipinler’i temsil eden Sano’yu bu açlık grevini yapmaya götüren felaketlerden biri olan Haiyan tayfununu kesin hatırlarsınız.

Sano’nun ve diğer pek çok iklim aktivistinin temel bir talebi var: iklim adaleti.
İklim krizine neden olanlar ve iklim krizinin sonucu olan felaketlerle baş etmek zorunda kalanlar farklı. Aslında bu fark, mevcut küresel adalet sorunu ile de örtüşüyor.
İklim aktivistleri bu sorunu her fırsatta dile getiriyorlar. Bunun için bu yıl önümüzdeki fırsatlardan biri, 1-12 Aralık’ta Paris’te yapılacak olan 21. Taraflar Toplantısı (COP-21). Bu toplantıya kadarki süreç için kararlaştırılmış uluslararası bir eylem takvimi var. Bu takvimin ilk ayağı 30-31 Mayıs’la başlıyor. Ardından Haziran ayı boyunca odağında “sorun” ve “sorumlular” olan etkinlikler gerçekleşecek. Eylül sonunda ise “çözümler” ve “öneriler” vurgulanacak. Ve bu iki basamak bizi Aralık’ta yapılacak COP-21’e taşıyacak.
Yeşil Gündem olarak  Out For Beyond, Yeşilist ve Evrim Ağacı ile birlikte #iklimadaleti hashtag’i ile yazdığımız yazıları, yaptığımız çalışmaları paylaşacağız.
Bundan sonrasında da uluslararası takvimi ve ülke takvimini takip etmeye devam edeceğiz. Katkı sunmak isteyen, bir yerinden de ben tutarım diyen herkese de kapımız açık.

29 Nisan 2015 Çarşamba

Ekolojik Anayasa ve Çevre Pratikleri Konferansı

ELSA İstanbul 6 Mayıs 2015, Çarşamba günü Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Oditoryumu’nda Ekolojik Anayasa ve Çevre Pratikleri Konferansı düzenliyor.
Uluslararası alanda hukuki konularda kararlılığını göstermiş olan ELSA’nın İstanbul şubesi olarak uluslararası platformlarda tartışıla gelen konferans konusunun,Türkiye’deki pratikleriyle birlikte hukuk öğrencileri ile genç avukatların ve ilgili olan herkesin bilgisine sunuyor.Neticesinde tüm katılımcılara katılım sertifikasının verileceği konferans, başta ELSA İstanbul üyeleri olmak üzere herkesin katılımına açık olacaktır.
Katılım sertifikası için aşağıda ekli bulunan formun doldurulması gerekmektedir.
Etkinliğin Facebook sayfası için;
https://www.facebook.com/events/1615069608737281/

16 Ocak 2015 Cuma

Karayalçın, Gezi ve Kentsel Dönüşüm

Başbakan Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Samsun Milletvekilliği, Türkiye Kent Kooperatifler Birliği Genel Başkanlığı yapan Murat Karayalçın, Aralık 2014'te CHP İstanbul İl Başkanlığı'na getirildi. Kimilerinde tenzil-i rütbe olarak değerlendirilen bu görevlendirmenin doğru ama çok geç alınmış bir karar olduğunu düşünüyorum. Görevi teslim aldığında basına verdiği demeçlerde İstanbul'a dair iki konu öne çıkıyor. Kentsel Dönüşüm ve Gezi İsyanı. 

1981-1991 arası Kent-Koop başkanlığını yürütmüş, 1989-1993 arası Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki kent-konut projeleri olarak Batıkent Projesi ve Dikmen Vadisi dönüşüm projelerinde katılımcı bir modeli benimsemiş olan Karayalçın'ın deneyimleri önemli ama İstanbul için çok geç.1980'lerin kooperatifler aracılığı ve yerel yönetimlerin de desteğiyle gerçekleştirilen konut projeleri ile günümüzde özellikle İstanbul'da yaşanan kentsel dönüşüm aynı kefeye konulamasa da alternatif oluşturmak için geçmiş deneyimler değerlendirilebilir. 

Aşağıdaki demecine bakılırsa Karayalçın'ın Gezi'nin mesajını iyi değerlendirmiş olduğunu söyleyebiliriz. Öte yandan Gezi'nin taleplerinin siyasi parti programında dillendirilmesinin ne CHP ne de başka bir siyasal parti için kolayca oya tahvil edilemeyeceğini görmek gerekir. Ayrıca Birleşik Haziran Hareketi ve HDP de seçimlere giderken hem taleplere hem de Gezi direnişinde bulunan farklı kesimden aktörlere ilgi gösteriyor, aday listelerinde yer vermeye çalışıyor. 

İl başkanı olarak Gezi’nin verdiği mesajı aldınız mı?

Gezi, kent yönetimine katılım talebidir. Yaşam alanıma katılımım, görüşüm, rızam olmadan müdahale edemezsin mesajıdır. Bu mesaj dünyanın bütün “asi” kentlerinde yükselen bir mesaj. Bu, katılım talebinin patlamasıdır. Asi kentler, asi meydanlar var.  Artık talepler dünyanın ünlü kentlerinden, meydanlarından yükseliyor. Artık meydan adlarını öğrendik dünyanın, onlar da Gezi’yi öğrendiler. Gezi gibi asi meydanlardan kent muhalefeti yükseliyor. Bu, Türkiye solu için de, dünya solu için de geçerli. Artık kent odaklı bir bakış açısını geliştirmek zorundayız. Bunun özünde de katılım talebi var. Bunu Gezi’de, HES’lerde, Soma’da görüyoruz. Müthiş bir mekân duyarlılığı var. Bu, yeni bir gelişme, partilerin bunu görmesi, kucaklaması lazım. Bu mesajın yükseldiği yerde il başkanı olarak bana düşen görev de; bu sesi dinlemek, bu sesi partime, partimin seçim programına, İstanbul 2015’e taşımak. Bu sesi biliyorum, tanıyorum, bu sese hak da veriyorum, 2015 programına taşıma kararlılığındayım.

Karayalçın keşke kent yönetimine dair uzmanlığı ve belediye başkanlığı deneyimi için bu göreve layık görülseydi. CHP il yönetimi için yarışan farklı kliklere eşit uzaklıkta olduğu ve kimsenin yüksek sesle itiraz edemeyeceği bir isim olduğu için atandı.

Karayalçın'ın demeçlerini okurken aklıma 1973 yılında %63 oy oranıyla İstanbul belediye başkanı seçilmiş olan Ahmet İsvan'ın dönemin CHP genel başkanı Bülent Ecevit'i bütün gayretlerine karşın sorumluluğu altındaki belediyeler konusuyla ve İstanbul Belediyesi'yle hiç ilgilendiremediğini anlattığı satırlar aklıma geldi.  


"CHPli'ler 1973 seçimiyle halkın bize gümüş tepsi içinde sunmuş olduğu büyük belediyeleri o günkü dar sınırlarından ve hükümetin vesayetinden kurtarıp, demokratik, güçlü, gerçek yerel yönetim birimleri kimliğine kavuşturabilseydik, belediyeler eliyle etkin bir sosyal demokrat yönetimin sağlayacağı nimetleri halkımıza sunabilirdik. Bunu yapabilseydik, inanıyorum ki hem İstanbul'un yağmalanması ve düzensiz gelişmesi durdurulabilir hem de ülkemizde demokrasinin kaderi değişirdi."

40 yıl geçmesine ve yerel yönetimlerdeki deneyimlerine rağmen sosyal demokratlar kentleri yeterince analiz etmiş gözükmüyor. 

Kaynaklar: 
İsvan A. (2011) Başkent Gölgesinde İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 
Karayalçın M. (2009) Konut Bunalımı, Kent Rantları ve Proje Muhafızları, Boyut Yayıncılık



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...