HES etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
HES etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Şubat 2013 Çarşamba

“sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi için”


Forum Karadeniz
“sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi için”
      
2-3 Mart 2013 / Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası
(TMMOB Mimarlar Odası) Barbaros Bulvarı, Beşiktaş


Karadeniz isyandaydı, "Bu sese kulak verin" diyerek yoldan çıktık...
Karadeniz'de yaşamı yok eden sözde enerji ve kalkınma projeleri, doğayı, kültürleri, yaşam alanlarını tehdit etmeyi, karşısında da Karadeniz direnmeyi ve mücadele etmeyi sürdürüyor. 

Şirketlerin ve iktidarın doğaya, yaşama, emeğe yaptığı  saldırılara karşı  mücadelenin geldiği noktayı değerlendirmek için 2 -3 Martta bir araya geliyoruz.

İki gün boyunca farklı atölye ve oturumlarda Karadeniz’de yaşamı yok eden tüm girişimleri ele almayı, atölye birikimlerini ortaklaştırmayı, deneyimleri paylaşırken mücadeleyi büyütmenin yollarını aramayı amaçlayan Karadeniz Forumu, yaşamı savunan tüm birey, çevre ve yapıların katılımıyla anlam bulacak, tüm kesimlere açık olacak.

Şimdi, bu sese daha güçlü ses katma zamanı !
Tüm katılımcıların aynı zamanda konuşmacı olacağı, Karadeniz'in sesinin özgür çıkacağı forumda; suyun, ormanların, doğanın, yaşamın her alanının talan edilerek ticarileştirilmesine karşı mücadele eden, Sinop'ta, İğneada'da ve Akkuyu'da yeni bir Çernobil olmasın diyen, HES’lere, termik santrallere, zehir saçan endüstriyalizm ve madencilik faaliyetlerine karşı direnenleri; hukukçuları, akademisyenleri, sanatçıları, gazetecileri, yazarları, öğrencileri, kısacası doğaya ve yaşama sahip çıkan herkesi bir araya gelmeye, birlikte tartışmaya ve üretmeye çağırıyoruz!

2 Mart 2013 /Cumartesi 

10:00 - 12:30  Oturum - Karadeniz'de Neler Oluyor?
Kolaylaştırıcı: Cemil Aksu
Sözde enerji ve kalkınma projeleriyle yaşam alanlarına el koyma planlarının arenası haline getirilen, kapitalizmin doğasını tamamen katletmek istediği Karadeniz'e genel bir pencereden bakılıp; Karadeniz üzerinde uygulanmak istenen politikaların gerçek amaçları ve hedefleri tartışılarak "Karadeniz'de neler oluyor?" sorusuna bu oturumda cevap aranmaya çalışılacak.

12:30 - 13:15  Öğle Yemeği

13:30 - 15:30  Atölye Mücadele
Doğa ve yaşam için mücadele edenlerin bir araya gelerek, bugüne kadar yapılan mücadele deneyimlerinden çıkardıkları sonuçları aktaracağı ve mücadelede eksik kalan şeylerin konuşulacağı atölyenin hedefi bundan sonra mücadelenin ne şekilde ve nasıl yükseltilebileceğini tartışarak yeni dönem için bir mücadele anlayışı ve yol haritası ortaya koymak

15:45 - 17:30  Atölye Hukuk
Kolaylaştırıcı: Av. Efkan Bolaç

Doğaya ve yaşamı savunan avukatların katılımıyla gerçekleşecek atölyede, zulme karşı direnme hakkının meşruluğu üzerinden, enerji ihtiyacı söylemiyle yaşam alanlarımıza yönelen saldırılara karşı duruşun yasal dayanak ve olanakları tartışılarak, özellikle giderek artan HES, Termik, Nükleer karşıtlarını kriminalize etme, baskı, gözaltı, tutuklama uygulamalarına karşı söylem ve pratikler üretme, elde edilen hukuksal kazanımların uygulanmaması ya da tamamen elden alınması pratiklerine birlikte çözüm üretilmeye çalışılacak.

3 Mart 2013 / Pazar

10:30 - 12:30  Atölye Medya
Kolaylaştırıcı: İsmail Saymaz
Medyanın doğa ve yaşam mücadelesiyle etkileşiminin tartışılacağı bu atölyede, mücadele dilinin nasıl olması gerektiği, şirketlerin ve devlet politikalarının karşısında mücadele anlayışlarının medyada ne şekilde yer alması gerektiği tartışılacak. Medya patronlarının aynı zamanda birçok sözde “enerji yatırımı”nın da sahibi olduğu düşünüldüğünde, atölye bundan sonraki süreçte mücadelenin kamuoyunda nasıl yer alacağına ışık tutmayı ve mücadelenin kendi alternatif medyasını da oluşturmayı hedefliyor.

12:30 - 13:15  Öğle Yemeği

13:30 - 15:30  Atölye Sanat
Kolaylaştırıcı: Ayşenur Kolivar

Doğa yoksa yaşam da yok. Yaşam alanları yoksa, ben de yokum! Benim dilim, benim kültürüm, benim tarihim, benim müziğim de yok...” Yaşama sahip çıkan tüm sanatçılar, Karadenizli sanatçı, aydın, yazar, ressam, müzisyenler, mücadelelerini sanatları yoluyla icra edenler bir araya gelerek, doğa ve yaşam mücadelesine sanatçıların hangi şekillerde katkı sunabileceklerini ve kendi alanlarında neler yapabilecekleri tartışılacak.

16:00 - 17:00  Atölye Birikimlerin Ortaklaştırılması 

 Forum Alanına Nasıl Giderim?
Yıldız Sarayı Dış Karakol Binası; Beşiktaş Barbaros Bulvarı üzerinde, Yıldız Teknik Üniversitesi otobüs durağında inince, Yıldız Parkının arka tarafı.

İletişim: Hatice Hacısalihoğlu – 0 543 634 9449
Her türlü öneri ve katkınız için: karadenizisyandadir@gmail.com


14 Mart 2011 Pazartesi

HES’lere Karşı Derelerin Kardeşliği



Derelerin Kardeşliği Platformu, Fındıklı Dereleri Koruma Platformu,Ardanuç, Su Meclisi, Munzur Koruma Kurulu, Alakır Nehri Kardeşliği, Solaklı Deresi Özgür Aksın Platformu,

Loç Vadisi, Koruma Platformu, Türkiye Su Meclisi, Yuvarlakçay'ı Koruma Platformu... Anadolu'da içlerinde dere, kardeşlik,platform sözleri geçen irili ufaklı onlarca yurttaş insiyatifi boşuna kurulmuyor çünkü Türkiye'de yapılması planlanan 1700 HES projesiyle su varlıkları 49 yıllığına şirketlere devrediliyor.

Mahmut Hamsici’nin Dereler ve İsyanlar kitabı HES'lerin yarattığı çevre tahribatını, şirketlerin pervasızlığını, hukukun işlemezliğini ve tüm bunlar karşısında doğayı korumak için girişilen dayanışmacı mücadeleyi anlatıyor. Hamsici, HES yapılan ya da yapılması planlanan bölgelere gidip yurttaşların gözünden Hint yazar Arundhati Roy'un deyimiyle eko-kırımı teşhir etmek istemiş. Maalesef bunda ba

şarılı olmuş. Maalesef diyoruz çünkü son iki yıldır basından izlediğimizin çok ötesinde bir çevresel tahribat ve sosyal parçalanma yaşandığını kitabında yansıtmış. Onlarca ile ve ilçede ÇED toplantılarına, HES şantiyelerine, mitinglere, ev ve esnaf toplantılarına giden Hamsici'nin üst düzey bürokratlarla görüşme talebi ise geri çevrilmiş.Türkiye'nin artan enerji ihtiyacını karşılayacak yatırımlar olarak sunulan HES projeleri, tüm dünyada su varlıklarının özelleştirilmesi ve piyas

allaştırılması sürecinin bir parçası. Ayrıca enerji politikasızlığının bir sonucu olarak rant aracına dönüşen HES projeleri yarattığı tahribata bakılmaksızın yenilenebilir enerji

olduğu için destekleniyor ve karşı çıkanların çevreciliği sorgulanabiliyor. Enerji kısmı bir yana bu projeler, istihdam yaratılacak söyleminin de bir parçası olarak öne sürülüyorlar. Bu söylem ilk anlarda HES yapılacak bölgede olumlu karşılanabiliyor ve işsizlikten muzdarip bölgelerde kabul görmesi kolaylaşıyor. Ne zaman ki tahribat başlıyor ve istihdamın sağlanamayacağı anlaşılıyor yöre halkı karşı durmaya başlıyor. Geçimini tarımdan, hayvancılıktan, turizmden sağlayan insanların ekonomik ve sosyal yaşamları hiçe sayılıp, deyim yerindeyse Google Earth üzerinden bakarak bir dereye 8 HES kurulması planlanabiliyor. Şirketler de havuç ve sopaları aynı anda gösteriyor. Bir yandan istihdam yaratacağız, bedava su vereceğiz, köy yolunu/okulunu yaptıracağız, öğrencilere burs vereceğiz denilirken diğer yandan yeşil kartların iptali tehdidi, özel güvenlik terörü, web sitelerinin hosting firma baskısıyla kapatılması, köylülerin ve çevre aktivistlerinin fişlenmesi söz konusu olabiliyor.

Su varlıklarını metalaştırmaya yöneli

k girişimlerin karşısında ortaya çıkan kardeşleşme belki de süreç içerisindeki olumlu yönlerden biri. Hamsici bu mücadelede “Farklı etnik, inançsal, yöresel aidiyetleri, siyasal yönelimleri olan yurttaşların hak arama mücadelesi temelinde kenetlenmesinin ve yeni bir demokrasi kültürünün filizlenmesinin" işaretlerini görüyor. (s: 42). Coğrafi olarak yakın olmalarında rağmen kapalı toplumlar olarak yaşayan köyler arasında HES’lere karşı iletişim kurulmuş, işbirliğine gidilmiş. Örneğin Düzce Hendek’te “Rizeliler’in köyleri, Trabzon’un köyleri, Orduluları’ın köylüleri. Bırakalım dostluğu herhangi bir iletişimleri dahi olmamış. Ancak tarihlerinde ilk kez sularını korumak için bu köyler arasında iletişim kurulmuş.”(s. 39). Munzur ile Karadeniz’in kader birliğine değinilmiş ve “Karadeniz dardaysa biz de isyandayız, biz dardaysak Karadeniz İsyanda” demiş Dersimliler. Farklı kültürlerin sembolleri de mitinglerde öne çıkar olmuş. Loç Vadisi’nin sarı yazması,

Karadeniz’in kemençesi, Munzur’un halayı bir araya gelmiş. Ayrıca Rize/Fındıklı ve Artvin/Şavşat’ta 1980 sonrasının ilk kitlesel mitingleri düzenlenmiş ve Tunceli’deki baraj protestosu Tunceli tarihinin en büyük mitingi olarak kayda geçmiş.

Anadolu’nun türkülerini değiş

tirecek ölçüde yıkıcı HES projelerinin karşısında “Ha suyumuz ha canımız” diyerek duranların mücadelesini anlatan bu kitap suyumuzu, doğamızı ve geleceğimizi korumanın zor ama elzem olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.Yıllar sonra bu kitaba tekrar baktığımızda yaşamın mı yıkımın mı galip geldiğini, kimlerin yaşamdan kimlerin yıkımdan yana durduğunu daha iyi göreceğiz.

Barış Gençer Baykan

Dereler ve İsyanlar

Mahmut Hamsici

Nota Bene Yayınları

2010

Fiyat 15 TL




14 Şubat 2011 Pazartesi

Sülekler’de HES'e karşı başarı nasıl kazanıldı?


Antalya Isparta Burdur Denizli Kaş Platformu, Sülekler’de HES’e karşı nasıl başarı kazanıldığını anlatıyor.



Süleklerde hes’e karşı mücadeleyi kazandık…
İlk olarak halk mücadelesiyle ve şimdi de hukukla…
Süleklerde halkın ve hukukun dediği oldu ve hes kurmak artık mümkün değil.
Şimdi bu mücadele sürecinin hikayesini paylaşacağız sizlerle

Antalya Isparta Burdur Platformu ilk olarak Süleklileri bilgilendirdik ve Antalya toplantısına davet ettik

Köyün tek su kaynağının üzerine hes kurulması köyün geçim kaynağına koyulan bir bomba etkisi yaptı.
Çünkü hes demek yokluk, açlık ve yok olmak demekti.
1-- İlk olarak Antalya Isparta Burdur Dereleri Gönlünce Aksın Çevre Platformu Antalya’da yapılacak hes’lerin listesi bulununca Sülekler köylülerine hes yapılacağı bilgisini ulaştırdı.
2-Antalya Isparta Burdur Dereleri Gönlünce Aksın Çevre Platformunun Antalya’da verilecek hes mücadelesi toplantısına Sülekler köylüleri davet edildi ve toplantıya Muhtarla birlikte köylülerin katılımı sağlandı.
3- Platform olarak 10 Nisan 2010 tarihinde Sülekler Köyüne gidilerek derede inceleme yapıldı.

İnceleme ve toplantı için platform üyeleri Korkuteli çayı kıyısında: Sülekler Muhtarı Kerim Doğan ve İsmail Asar, Platform adına Hediye Gündüz, Levent Tuncel Sevinç İlkuçan, Hikmet Yılmaz, Semiha Kahraman, Senem Yıldırım, Hayri Arap, Yakup Yıldırım, Mustafa Yapıcı, Mustafa Hoda, Korkuteli Gönüllüleri, Elmalılı Gazeteci Ahmet Avcı

4-Bölgede platform üyeleri ve köylüler birlikte inceleme yaptı


Yapılan incelemelerde hes için koyulan işaretler yerinde görüldü. Dr. Levent Tuncel ve Sülekler Muhtarı Kerim Doğan


Ve Sülekler Mücadele Kararı Aldı

5-İncelemenin ardından platform üyeleri köylülerle birlikte kahvede toplantı yaparak bilgilendirme yaptı.

Ve Toplantıyla birlikte Sülekler tarihi mücadele kararını aldı.


Sülekler köylüleri toplantıda

Sülekler’de hes köyün tek su kaynağı üzerine kurulacaktı?

Sülekler’de yapılmak istenen hes 1700 nüfuslu köyün içinden geçen çayın üzerine kurulmak isteniyordu. Santral yapılmak istenen yerin köye uzaklığı ise 6 km. Çayın çıktığı yerden Korkuteli barajına uzaklığı 17 km.
Sülekler Köyünün tek su kaynağı olan çayın üzerine kurulmak istenen hes için suların vadiden alınarak köyün 200-300 metre yukarısına çıkarılacak ve dere eskisi gibi köyden geçmeyecekti
Çayın suları Sülekler Köyünde 3500 dönümlük meyve bahçelerini suluyordu. Sülekler’in daha aşağısında ise Dereköy bulunuyor. Dereköydeki meyve bahçeleri ise 3000 dönümdü.
Çayın suları iki köyü geçtikten sonra Korkuteli barajında toplanıyor. Korkuteli Barajı Antalya’nın ve Türkiye’nin en yoğun meyve bahçelerinin bulunduğu Korkuteli ovasında bulunan tüm köylerin bahçelerini suluyordu.
Toplam nüfusun 40 bine yaklaştığı Korkuteli ve köylerinde binlerce dönüm meyve bahçesi ve tarım alanları bulunuyordu.
Bu köyler; Küçükköy, Büyükköy, Yazır, Bayatköy, Datköy, Köseler, Esenyurt, Garkın gibi tarımla uğraşan köyler.”
Hes yapacak firma olarak Değirmen Elektriğin adı geçiyor.
Mücadele kararıyla birlikte platform ve köylüler harekete geçti
6-Platform ve köylüler nerede bir faaliyet varsa oraya giderek derdini anlatmaya başladı
Ankara Barosu Çevre Komisyonun Ankara’da düzenlemiş olduğu foruma Dereler Gönlünce Aksın Platformu katılımcısı birçok köyle birlikte Sülekler köylüleri 21 Mayıs 2010 tarihinde katılım sağladı ve dertlerini anlattılar.
7- 5 Haziran Dünya Çevre Gününde Cumhuriyet Meydanından açılan“Türkiye’nin Çevre Sicili”konulu fotoğraf sergisi ve basın açıklamasına Sülekler Köylüleri katılım sağladı ve Platform ve Alakır köylüleriyle birlikte basın açıklaması yaptılar.
8-Köylüler hes yapılacak yere çadır kurma kararı alarak bir çadır kurdular ve günlük 5 kişilik nöbetçi bıraktılar. Bu nöbetçiler gün boyu bölgeyi gözaltında tuttular.
9- Platform olarak ‘Dereler Ankara’ya Akıyor” Kararı alınmıştı ve Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ziyaret edilerek, Ankara’da yapılacak ziyaretler için destek istendi. Sülekler köylüleri ziyaretteydi.
10- “Dereler Ankara’ya Akıyor” kampanyası çerçevesinde 15-16-17 Haziran 2010 tarihleri arasında 3 günlük Ankara ziyaretinde TBMM, KESK, DİSK, HAKİŞ, TÜRKİŞ, TÜRKİYE ESNAF VE SANATKARLAR ODALARI BİRLİĞİ, TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ, TÜRK TABİBLER BİRLİĞİ GİBİ KURULUŞLARIN GENEL MERKEZLERİNE Sülekler Köylüleri ve hes yapılacak köylerin temsilcileri 38 kişiyle Ankara’ya gitti ve birçok kurum ziyaret edilerek hes’lerin zararları neniyle istemedikleri anlatıldı. Ve de hes’e karşı and yüksek sesle söylenmiştir

HESE KARŞI ANDIMIZ

Köyümün geçmişi,
Soframın aşı,
Çocuğumun harçlığı,
Ve insanlığımızın tarihi olan,
Derelerimizi seviyoruz, koruyoruz ve hes yaptırmayacağız!

Derelerimize dokunan,
Kanunu da,
Bakanı da,
Müdürleri de istemiyoruz.

Bu uğurda,
Bütün hes’ler iptal edilene kadar,
Mücadele edeceğimize namusumuz üzerine and içiyoruz!

ANKARA’DA şimdi NE YAPIYORUZ?

And içiyoruz,
Duyuruyoruz,
Anlatıyoruz,
Engelliyoruz.

KİMİ ENGELLİYORUZ?

Derelerimize saldıran Çevre ve Orman Bakanlığını
Hesleri,
Ve de Yanlış yapanları.

BİZ KİMİZ?

Antalya Isparta Burdur Dereleri Gönlünce Aksın Çevre Platformu

11- Ankara’da Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezi ziyaretinde Genel Başkan Gökhan Günaydın’dan destek istendi ve alınan destekle Sülekler davasının birlikte açılması sağlandı.

Platform olarak “Dereler Ankara’ya Akıyor” ziyaretinde Sülekler adına katılan eski muhtar Ahmet Yalçın, Galip Coşkun, Cengiz Kurt, Ali Uzun, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Merkezinde Genel Başkan Gökhan Günaydın’a yapılan Ziyaret.
12- Hes’i engellemek isteyen Süleklerliler 18 Haziran 2010 tarihinde hes yapılacak yerde çok kalabalık bir köylü grupu ve Korkuteli bölgesindeki birçok sivil toplum kuruluşu desteğiyle toplu olarak basın açıklaması yaptı. Coşku müthişti.

Muhtarın jandarma karakolunda hescilerle tesadüf(!) karşılaşması
13-Ama şirket entrikalara başlamıştır. Bir gün Sülekler Muhtarı Jandarma Karakoluna çağrıldı ve orada şirket temsilcileriyle tesadüf olmayan bir şekilde karşılaştı ve küçük bir sözlü sataşma sonunda tatsızlık olmasın düşüncesiyle karakolu terk etti.9 haziran
Şirketin platform katılımcılarına tanıdıkları araya koyarak siz çekilin teklifi
14-Şirket yine boş durmuyordu. Şirket temsilcileri ortak arkadaşlar aracılığı ile platform temsilcilerine ulaşarak, ‘köylülere destek olmayın’ isteğinde bulundular. Ancak platform temsilcileri bu durumu kamuoyu ile paylaşmışlar ve tutumlarını açık olarak ifade ederek köylülerin yanında olduklarını kesin olarak deklere ederek “köylüler bıraksa biz bırakmayız, biz bıraksak köylüler bırakmaz” yanıtını aldılar.
Ve şirket bölgeye geliyor ama halk sokmuyor
15- Ve bir gün şirket çalışanları etüt yapmak üzere bölgeye geldiğinde, nöbetçiler halka “geldiler” diyerek haber ulaştırmıştır. Bunun ardından yarım saat içinde bütün köy bölgede toplanarak çalışma yapılmasını istememişler ve bu nedenle tartışma yaşanmıştır. 19 Temmuz günü yaşanan bu olayda şirket yetkilisi Muhtar Kerim Doğan'a 'sen insan değilsin' şeklindeki hakareti köylüyü germiş ve tartışma karakolda noktalanmıştır.
Hes’i bölgeye sokmayan köylüler ve muhtar karakolda ifade veriyor
16-Muhtar ve köylüler karakola çağrılmışlar; tüm köylüler akşama kadar karakolda ifade vermişlerdir. Olay anında konu Platform Sekreteryasına ulaşır ulaşmaz basın kuruluşlarına haber iletilmiş ve basın yoluyla da konunun vehameti kamuoyuna duyurulmuştur.
Platform bütün gelişmeleri anında kamuoyuna duyuruyor ve köylülere sürekli destek veriyor
17- Ertesi gün Platform üyeleri köye giderek “geçmiş olsun, direnişinizin yanındayız” mesajını iletmiş, olayı kınamış ve hes yapılacak bölgeye gidilerek basın açıklaması yapılmıştır
Köylülere geçmiş olsun, direnişinizin yanındayız demek üzere platform adına Hediye Gündüz’ün Köy kahvesinde yaptığı ziyaret
Muhtar ve köylülerin karakolda ifadelerinin alınmasının ardından platform adına Hediye Gündüz, Sülekler köylüleriyle birlikte basın açıklaması yapmak üzere hes yapılacak bölgeye gidiyor.
Şirket bir kez daha bölgeye geliyor ve arbade yaşanıyor
18- Şirket bir kez daha, 27 Temmuz günü, bu kez de jandarma ile yine etüt yapmak üzere köye gelmiştir. Nöbetçiler yine köylülere haber vermiş, kiraz toplama vakti mevsimde tarlalarında olan köylüler kiraz toplamayı bırakıp yine hızla toplanmışlardır. Ancak muhtarın kayınpederi ve oğlu jandarma tarafından tartaklanmıştır
19-Ve yine muhtar ifadeye çağrılmış, neredeyse tam gün adliyede ifade için muhtarı bekletirken, platform üyeleri ve köylüler karakolda yine toplu olarak beklemişlerdir.
Korkuteli Adliyesinde Muhtarın alınan ifadesinden sonra Sülekler Muhtarı Kerim Doğan, İsmail Asar, Platform adına Hediye Gündüz

Süleklere destek diğer mücadele gruplarından destekler geliyor
20-O gün, mücadele veren Sülekler köylülerine Türkiye’nin dört bir yanından Sülekler’e dost destekleri eksik olmamış, Karadeniz İsyandadır grubunun iletisiyle tüm çevre gruplarına anında bilgi ulaşması sağlanmıştır.

Süleklerin referandum döneminde farklı konukları oluyor
21-Hes mücadelesi veren Sülekler köylüleri referandum döneminde çok farklı konuklar ağırlamıştır. Özellikle iktidar partisi temsilcileri köye gelerek hes yapılmasını durduracaklarını söylemişler, sözü vermişlerdir. Ancak henüz böyle bir İPTAL yazısı gelmemiştir.
Açılan davadan yürütmeyi durdurma müjdesi geliyor
22- ANCAK BAŞKA BİR MÜJDE GELMİŞTİR Sülekler köylülerinin hes’in iptali için açılan dava da mahkeme yürütmeyi durdurma kararı vermiştir.
Sülekler’de hes yapmak mümkün değildir!!!
23-Bu çalışmalar göstermektedir ki, SÜLEKLERDE HES YAPMAK MÜMKÜN OLMAMIŞTIR VE DE OLMAYACAKTIR.
24-Alınan Yürütmeyi Durdurma kararının ardından YAPACAĞIMIZ mütevazi basın açıklaması-ŞENLĞE TÜM YAŞAM SAVUNUCULARINI ŞİMDİDEN DAVET EDİYORUZ
ANTALYA ISPARTA BURDUR DENİZLİ KAŞ PLATFORMU

Sekretarya:
İLETİŞİM
0 533 771 41 57

11 Ocak 2011 Salı

Vatandaş Mustafa

Vatandaş Mustafa

Yapım yılı :2007

Yönetmen: Remzi Kazmaz

Konu: Fırtına Vadisi HES mücadelesi

27 Aralık 2010 Pazartesi

"Yuvarlakçay HES direnişi” kitap oluyor !


Bir yılı aşkın süredir devam eden direnişin ve sonundaki haklı kazanımın; mücadele eden tüm doğa savunucularına manevi destek oluşturması ve gelecek kuşaklara bırakılabilmesi için, belge niteliği taşıyan bu kitabın kaleme alınmasına 17 Aralık 2010 günü karar verildi.
Yuvarlakçay’ı Koruma Platformu tarafından yapılacak olan kitap çalışmasına, emekli tarih öğretmeni ve araştırmacı yazar Günür KARAAĞAÇ destek verecektir.

Bu kitap tamamen gönüllüler tarafından hazırlanacak ve geliri bölgeye bırakılacaktır.

Basına ve Kamuoyuna duyurulur.


YUVARLAKÇAY’I KORUMA PLATFORMU

15 Aralık 2010 Çarşamba

HES Meselesi kitaplaştı: Dereler ve İsyanlar

Türkiye’de son dönemlerin önemli tartışma konularından HES’lerle ilgili ilk kitap Nota Bene Yayınları’ndan yayınlandı. Gazeteci Mahmut Hamsici’nin imzasını taşıyan ‘Dereler ve İsyanlar’da kamuoyunun HES’lerle ilgili merak ettiği tüm bilgilerle Hamsici’nin Türkiye’nin dört köşesinden aktardığı gözlemler ve yaşam haklar için mücadele edenlerin hikâyeleri yer alıyor .

Türkiye kamuoyunun son dönemde en fazla tartıştığı konulardan HES’lerle (Hidroelektrik santraller) ilgili tüm merak edilen bilgilerin derli toplu yer aldığı ilk kitap ‘Dereler ve İsyanlar’ yayınlandı. Gazeteci Mahmut Hamsici’nin yazdığı kitapta HES’leri farklı yönleriyle ele alan bilgi bölümleri, Türkiye’de HES yapılan veya yapımı planlanan farklı yörelerden gözlemlerle HES karşıtlarının yaşam alanı mücadelelerinin hikâyeleri yer alıyor. Kitapta Türkiye’nin HES inşa edilen, planlanan yörelerinden Kastamonu; Sakarya; Düzce; Amasya; Tokat; Ordu; Giresun Çanakçı; Trabzon Tonya, Solaklı; Rize Salarha, Güneysu, Fındıklı, Senoz, İkizdere, Fırtına; Artvin Ardanuç, Şavşat, Murgul, Borçka, Macahel, Yusufeli; Erzurum Tortum, İspir; Tunceli; Antalya Üzümdere, İbradı, Gençler, Akseki, Sülekler, Alakır, Gökbük; Muğla Saklıkent, Yuvarlakçay’dan gözlemlerle bu yörelerde yaşayanların HES karşıtı, su ve yaşam hakkı mücadelelerine yer veriliyor. Bilgi bölümlerindeyse HES konusu genel bilgiler, suyun ticarileştirilmesi, HES’lerin yarattığı çevresel tahribat, ÇED raporları, HES’lerin tarım ve hayvancılığa etkisi, hukuk, enerji, küresel karbon ticareti ve HES’lerin sosyal etkileri başlıkları altında inceleniyor. Kitapta her yöreyle ilgili HES’lerin yarattığı çevresel tahribatı ortaya seren çarpıcı fotoğraflar da yer alıyor.

Hamsici kitabın içeriğini şu sözlerle anlatıyor: “Bu çalışmayla devlet kurumlarının değil, yurttaşların gözüyle ‘çevre etki değerlendirmesi’ yapmayı, yaşanan ‘ekokırımı’ teşhir etmeyi, şirketlerin ve devlet kurumlarının projeleri yaşama geçirmek adına devreye soktukları türlü hukuksuzlukları ortaya sermeyi, üzerinde emekleri olmayan bir doğal kaynağı kullanarak gerçekleştirdikleri projelerle inanılmaz hızla büyüyen, büyüyecek, önemli bir bölümü AKP yandaşı sermaye gruplarının kimliği hakkında ön fikir vermeyi, enerji bahanesiyle yaşama geçirilen santrallerin arkasındaki gerçek niyetleri anlamak üzere bir kapı aralamayı, HES’leri farklı açılardan ele alan özet ama bütünlüklü bilgiler vermeyi ve yaşam mücadelesi veren yerel halkın mücadele deneyimlerini paylaşıma açmayı amaçladım.”

Ayrıntılı bilgi için: Gökhan Bulut-
Nota Bene Yayınları Tel: 0312 417 73 93
Adres: Kavaklıdere Mah. Binektaşı Sok. No: 21/22 Küçükesat-Ankara Web adresi: www.notabeneyayinlari.com

12 Kasım 2010 Cuma

Kizirnos Dereleri Satılık Değildir!



Trabzon Araklı'nın Kayacık köyü pek çok bölge gibi HES tehditi ile karşı karşıya.Karadeniz’de yapılması planlanan 700 den fazla HES projesinin asıl amacının enerji üretmek değil suların sirketlerin ticari metasi haline getirilmesi olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek.,,

Kayacık Köyü Dayanışma Platformundan;

TRABZON ARAKLI KAYACIK KÖYÜ HES PROJESİ.
Şirket adı: Yüceyurt Enerji Üretim Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti
Yapım yeri: Araklı Kayacık köyü

Yukarıda bilgileri verilen şirket, köyümüzde yaklaşık bir yıldan bu yana çalışmalarını sürdürmektedir. Şimdi bu projenin baştan bu noktaya kadar geliş hikayesini anlatacağım.

Bundan yaklaşık üç sene önce yaylamızın deresine bir ölçüm cihazı konuldu. Biz bu cihazın bu denli bir katliamın başlangıcı olduğunu anlayamadık. Sadece bu deremizden ufak borularla içme suyu temin edileceğini sandık. Daha sonra bundan yaklaşık bir yıl önce köyümüze iş makineleri geldi ve yol yapımına başlandı. Köylü, bu makineler nedir nereden geldi dendiğinde ise, Bu devlet tarafından verilmiş bir hizmettir ve köyümüzün ve yaylamızın yolları genişletilecek ve onarılacaktır diye koca bir yalan söylendi.

Şirketin çalışmaları hızla devam etti ve köy halkı yavaş yavaş bunun bir devlet hizmeti değil tamamen farklı bir durum olduğunu anlamaya başladı. Ve işte tamda bu noktada Araklı Akp ilçe başkanı MUSTAFA TEKİNBAŞ sahneye çıkıverdi. Kayacık köyü vatandaşı olan Akp Araklı ilçe başkanı MUSTAFA TEKİNBAŞ adeta köyün muhtarlığını yapmaya başladı ve köy muhtarı İDRİS AKYILDIZ ve ağzaları kendi himayesine aldı. Araklı Akp ilçe başkanı Mustafa Tekinbaş, Yüceyurt Enerji şirketinin ayak işlerini yapmakla, köylüyü susturmakla ve köyde çıkacak her hangi bir ayaklanmayı önlemekle görevlendirildi. Köy muhtarı İdris Akyıldızın misyonu ise; Akp ilçe başkanı olan Mustafa Tekinbaşın uşaklığını yapmak oldu ve bu kapsamda bir muhtarın düşmeyeceği en alçak durumlara düştü. Sözde köy muhtarı ve ağza, bir komisyon oluşturdu ve yaylada merası, otlağı, çayırı zarar gören vatandaşların zararı neye göre ölçüldüğü belli olmayan bir şekilde tespit edildi ve tamamen illegal bir şekilde para dağıtıldı.

Para dağıtılma olayı tamamen bir komediydi. Gariban bilgisiz cahil köylüyü kandırmak çok zor olmadı. Çayırı merası otlağı yıkılan vatandaşa ortalama birer milyar ödendi. Biraz sesi çok çıkan kabadayı köyün ileri gelenlerine susmaları için daha fazla paralar ödendi, bunların hepsi bellidir ıspatı açıktır. Ve bu şekilde proje inşaatı gün geçtikçe ilerlemeye devam etti. Biz tabi gelişmeleri takip ediyorduk ve gurbetten köye gelir gelmez hemen çalışmalara başladık.

KAYACIK KÖYÜ DAYANIŞMA PLATFORMU'nu oluşturduk ve bu projenin yanlışlarını zararlarını ve nasıl kandırıldıklarını köylüye anlatmaya çalıştık. Ve gördük ki köylü bu işe çoktan karşı ve bu işe dur diyecek bir lider bekliyorlar. Ve biz gençler olarak örgütlendik ve bu işi üstlendik. Büyük bir imza kampanyası başlattık ve çok sayıda imza toplayarak avukatımız SİBEL SUİÇMEZ hanımefendi ile yasal işlemler hakkında görüşmeye başladık. Çalişmalarmız ilerledikçe ses getirmeye başladık ve muhalif kesimin büyük rahatsızlık duyduğunu gördük. Ve nihayetinde proje sahibi şirketin ayak işlerini yapan Akp ilçe başkanı Mustafa Tekinbaş bizimle ısrarla görüşme talep etti. Görüşme talebine yanıt vermedik ve nihayetinde kendisi bizzat ayağımıza gelerek bizimle görüştü. Görüşmemizden olumlu bir netice alamadı ve görüşme esnasında bütün çirkinliklerini ortaya koydu. Kararlı olduğumuzu ve bu yoldan dönmeyeceğimizi kendisine söyledik ve bu şekilde görüşmemiz sonlandı. Çalışmalarımız aralıksız devam etmektedir. Basın açıklamalarımız oldu tv ve gazetelerde. Halkı bilinçlendirme, örgütleme ve basını bilgilendirme kapsamında bazı düşüncelerimiz bulunmaktadır. Bu düşüncelerimizin ilki, bu işe gönül vermiş diğer dernek ve örgütlerle irtibata geçerek bu örgütlerin köyümüze gelerek bize destek vermeleridir. Tepki amaçlı konser veren grupların köyümüze gelerek burada beraber konser verme isteğimizin oldugunu da belirtmek istiyoruz. Bir diğer husus köyümüzdeki bu doğa katliamının hayvanlara verdiği zarardır. Yaylamızda yaşamakta olan geyiklerimiz bu projeden son derece etkilenmektedirler. Yuvarlanan kayalar geyiklere çarpmakta ve geyiklerin yaralanmalarına hatta ölmelerine ve diğer geyiklerin yaşam alanlarını terk etmelerine sebebiyet vermektedir.

Sonuç olarak işin genel durumu bu şekildedir. Mücadelemiz sonuna kadar devam edecektir. Bu yolda mahkeme dışında dahi ne gerekiyorsa bütün yollara girişeceğimizi belirterek saygı ve sevgilerimizi sunarız.
.................

Geçtiğimiz günlerde Kayacık köyünde gençler, HES karşıtı pankart astıkları için gözaltına alınmışlardı.

Araklı-Kayacık köyünde gerçekleşecek olan, kitlesel basın açıklamasına kültürüne, deresine ve yaşamına sahip çıkan herkesi bekliyoruz.

Çevre illerin destekleri ile, Kayacık köyü "kayalık" olmayacak.

KAYACIK KÖYÜ DAYANIŞMA PLATFORMU

Kitlesel Basin Aciklamasi
Tarih: 19 Kasım 2010 Cuma 14:00
Yer: Trabzon Araklı / Kayacık Köyü




29 Temmuz 2010 Perşembe

Çeşm-i Cihan Ses Verdi / İsyan Sesleri Amasra’dan Yükseldi

Horonlarıyla, Sarı Yazmaları ile Geldiler

25 Temmuz 2010 Pazar günü Termik santrale karşı Amasra Etkinlikleri kapsamında Amasra’da basın açıklaması, Tarlaağzı ve Gömü Köylüleri ile buluşma ve aynı gün akşam Fuat SAKA konseriyle Bartın PLATFORMU Amasra’ya termik santral kurdurmayacağını yinelemiş, yüzlerce destekçi “YAPTIRMAYACAĞIZ” nidaları ile bakanlık ve yetkilileri göreve çağırmıştır. 11 Temmuz'da Hopa'dan yola çıkıp "KARADENİZ YAŞAM YOLCULUĞU" başlatan, Sinop’ta Nükleer’e, Gerze’de Termik Santrale, LOÇ’ta HESlere hayır diyen “Karadeniz İsyandadır Platformu” 25 Temmuz’da yolculuğun son durağı olan Amasra’ya geldiler. Platforma Cide LOÇ Vadisi Koruma Platformu üyeleri sarı yazmaları ile destek verdi. Saat 15’te Amasra’da KültürPark’ta yapılan basın açıklamasında Bartın Platformu Eş Sözcüleri Bartın Belediye Başkanı Sayın Cemal Akın’ı ve Amasra Belediye Başkanı Sayın Emin Timur’un konuşmaları ardından Bartın Platformu adına Sayın Işık ELBEK, Cide LOÇ Vadisi Koruma Platformu adına Sayın Erdinç Ay ve son olarak Karadeniz İsyandadır Platformu adına Sayın Zeynep Çiğdem Bayrak konuşmalarını yaptılar. Konuşmaların özünde bunun bir çevre mücadelesinden çok yaşam mücadelesi olduğu öne çıktı.

Programda belirtildiği üzere saat 17’de Bartın Platformu bileşenleri Karadeniz İsyandadır Platformu üyeleri ile Tarlaağzı köyünde vatandaşlar ile buluştu. Grubu Tarlaağzı Köyü Muhtarı Yaşar Uçar ile Gömü Köyü Muhtarı Yaşar Kaçan karşıladı. Muhtarlar Platform üyeleri ile birlikte basına Tarlaağzı Fener bölgesinde yaptıkları açıklamalarda koşullar ne olursa olsun köylerine ve yakın çevresine Termik Santral istemediklerini ifade ettiler. Bölgenin tarım ve turizmden kendine yeten istihdamı sağladıklarını ifade eden muhtarlar termik santrale karşı yapılacak her direnişte yer alacaklarını, köylerini hiçbir koşulda terk etmeyeceklerini belirttiler. Etkinlikler saat 21’de Amasra’da başlayan Fuat SAKA konseri ile son buldu.

Bizler Bartın Platformu olarak bakanlık yetkililerini uyarıyoruz. Süreç, platformu onbinlerce kişi ile bir mitinge sürüklemektedir. Bunun için Bartın ve Amasra hazırdır. Bartın ve Amasra halkı Bartın’da termik santrale HAYIR demektedir. Firma ve bakanlık bu niyetlerinde direndikleri sürece Bartın PLATFORMU olarak bizler de mücadeleyi yurt çapında yaygınlaştıracak, firma termik santral sevdasından vazgeçinceye kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Platform bileşenleri dün olduğu gibi Amasra’da turizmin geleceğini düşünerek termik santral ile mücadele etmektedir, edecektir.
Bartın PLATFORMU
“Amasra'ya' yapılacak bir termik santralin çevreye, insan sağlığına ve Bartın ekonomisine zararlı olacağını düşünen kurum ve kişileri bir araya getiren” kurumsal yapı Bartın PLATFORMU’dur. Bartın PLATFORMU Hema ve Batı Karadeniz AŞ’nin Bartın sınırları içine kurmayı planladığı termik santrale karşı Bartın’da yaşamı savunan, yaşam alanlarını tehdit eden her türlü faaliyetin karşısında duran bir birlikteliktir. Platform siyasiler üstü bir yapı sergilemekte, yapılan mücadeleyi siyasi çatışmaların malzemesi yapmak isteyenlerin karşısında da etkinlikleri ile net duruşunu Bartın halkı ile paylaşmaktadır. Bartın Platformu, Çevre ve Orman Bakanının sunmuş olduğu 6 kriterin hiçbirini Bartın sınırları içinde bilimsel ve teknik bakımdan uygun görmemektedir. Farklı siyasi görüşlerden, kamu kurumu niteliğinde sivil toplum kuruluşu yöneticilerinden, muhtarlardan,sendika, oda ve derneklerin temsiliyeti ile yürütülen termik santrale karşı mücadele ulusal ve uluslar arası kurum ve kuruluşlar ile birçok platformdan destek almaktadır.

27 Temmuz 2010 / Bartın

27 Mayıs 2010 Perşembe

Sarı Yazma isyana çağırıyor

KARADENİZ’de süregelen yıkım ve talan şimdi de Cide Loç Vadisi’ni tehdit ediyor. Dünyanın ikinci büyük kanyonu olan Valla Kanyonu’nun içinde yer alan Küre Dağları Milli Parkı’nı dolaşan Devrekani Çayı, hepimizi varlığını sürdürebilmek için yardıma çağırıyor. Yöre halkının itirazlarını hiçe sayan kâr hırsını teşhir etmek için İstanbul’da bir etkinlik düzenleniyor. Loç Vadisi Koruma Platformu herkesi isyan çığlığını yükseltmeye çağırıyor.
29 Mayıs Cumartesi, saat 12’de İstanbul'da Kabataş Vapur İskelesi önü.

24 Şubat 2010 Çarşamba

11 Ocak 2010 Pazartesi

HES Çığlıkları


Türkiye’nin dört bir yanından HES çığlıkları yükseliyor. Geçen hafta Antalya’nın Kumluca ilçesindeki Alakır nehri üzerindeki yapılacak HES’in doğaya etkilerini Alakır Nehri Özgür Aksın Platformu’nun görüntüleriyle vermiştik. Bu hafta da Muğla'nın Köyceğiz İlçesi'ne bağlı Beyobası Beldesi'nde, Yuvarlakçay Irmağı üzerine kurulması planlanan HES’e karşı mücadele verenler, çalışmalarını Yeşil Gündem ile paylaştılar. HES yapımı için, içinde anıt ağaçların da bulunduğu binlerce ağacın kesildiğini ve bölgeye ait verilen raporlarda çelişkiler olduğunu bildiriyorlar. Eylemlerle, basın açıklamalarıyla, bilirkişi tutanaklarıyla, Meclis önergeleriyle ve davalarla HES inşaatının başlamaması için çalışıyorlar ve sahada gece-gündüz nöbet tutuyorlar. Destek vermek isterseniz web sitelerini ziyaret edebilir www.yuvarlakcay.org
İmza kampanyalarına katılıp görüşlerinizi bildirebilirsiniz. www.ipetitions.com/petition/yuvarlakcay. Bir de Facebook grupları var.
http://www.facebook.com/group.php?gid=207569637013.

Diğer yandan www.karadenizisyandadir.org sitesinde yapılan açıklamada Karadeniz’de yapımı devam eden hidroelektrik santraller (HES), uzmanların da dile getirdiği gibi bölgedeki doğal ve kültürel yaşamı tehdit ettiğine ve bölgede faaliyet gösteren şirketler yasa - hukuk tanımadığına dikkat çekiliyor. 23 Ocak Cumartesi Saat 12’de Kadıköy Beşiktaş iskelesi önünde “Karadeniz’in Sesi Kesecek HES’i” adı altında bir basın açıklaması gerçekleştirilecek.

Ayrıca bu haftasonu 16-17 Ocak 2010 tarihleri arasında Rize İkizdere’de gerçekleştirilecek ilk Genel Kurul Toplantısı’nın ardından çalışmalarına başlayacak olan Türkiye Su Meclisi, Türkiye’nin 81 ilinden doğa hakkı için mücadele eden sivil insiyatifleri bir araya getirecek. www.turkiyesumeclisi.net
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...