biyoçeşitlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
biyoçeşitlilik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2012 Pazar

Kaliforniya'da GDO'lara etiket referandumu






Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) etiketlenmesi konusunda dünyada farklı rejimler uygulanıyor.  Ülkelerin biyoteknoloji ye yaklaşımları, ihtiyati tedbir uygulamalarını hayat geçirişileri, çevre ve sağlık politikaları ve gıda kültürü farklı etiketleme rejimleri doğuruyor. AB ülkelerinde,  Çin, Japonya ve Avustralya’da GDO’lu gıdaların etiketlenmesi zorunluyken ABD’de etiketleme yok. 6 Kasım 2012'de Kaliforniya’da yapılacak referandumda evet oyu fazla çıkarsa ile ABD’de ilk defa bir eyalette GDOlu gıdalar etiketlenecek. Bu yıl 20 eyalette etiketleme inisiyatifleri başarısızlığa uğramış. 2007 yılında Barack Obama da başkanlık kampanyası sırasında seçildiği taktirde GDO’ların etiketlenmesini yasalaştıracağını söylemiş. Haziran 2012’de California Right to Know (Kaliforniya Bilme Hakkı) örgütü topladığı 972,126 bin imza ile genetiği değiştirilmiş bitkilerden ve hayvanlardan üretilen gıdaların etiketlenmesini ve doğal gıda olarak reklamının yapılmasının yasaklanmasını isteyerek referandumun yolunu açtı.Toplanan imzalar referanduma gitmek için gereken imza sayısının neredeyse iki katıydı. Genetiği değiştirilmiş mısır, soya,şekerpancarı ve pamuk ABD’de tatlandırıcılarda, katkı maddelerinde ve yağlarda yoğun olarak kullanılıyor. Dünyanın en büyük GDO üreticisi olan Amerika’da Mellman tarafından yapılan araştırmada toplumun yüzde 93’ü GDOlu ürünlerin etiketlenmesinden yana. Etiketleme konusunda saflar belirli. Tüketici ve çevreörgütleri, organik çiftçiler ile  büyükçiftçiler, gıda şirketleri ve tarımsal biyoteknoloji şirketleri karşı karşıya.


Organic Consumers' Association, Nature's Path, The Institute for Responsible Technology,The California Democratic Party, The Green Party of California gibi örgüt ve partiler yurttaşların gıdalarında ne olduğunu bilme hakkı ve GDO’ların sağlığa olan olumsuz etkileri doğrultusunda etiketlemeyi savunuyor. Monsanto, Pepsico, Bayer, Syngenta,Kraft, Coca- Cola,Heinz ve Unilever gibi şirketler de tüketiciye ek maliyet ve bürokrasi getireceği gerekçesiyle etiketlemenin gereksizliğini iddia ediyor. Başka çok az konuda böylesine açık ve şeffaf bir karşı karşıya gelmeye rastlayabiliyoruz. Etiketlemeye evet ve hayır diyen kuruluşların kampanyalara yaptığı bağışlar eyaletin İçişleri Bakanlığı’nca denetleniyor. 3 Kasım itibariyle evetçilere 8 milyon 700 bin dolarlık bağış yapılırken hayır kampanyası 45 milyon 600 bin dolarlık bağış toplamış. Aradaki farkı anlamak için yukarıdaki destekçi listesine bakmak yeterli. Kaliforniya ABD’nin en büyük tarım üreticisi eyalet ve en büyük nüfusa sahip. Bu iki özellik GDO eyaletteki halk oylamasını ABD için de önemli bir hale getiriyor. Uzmanlar Kaliforniya’da GDO etiketlemesine evet çıkması halinde bunun tüm ülkeye yayılması ihtimalini dile getiriyorlar çünkü gıda şirketleri bu eyalette ikili bir  paketleme ve dağıtım sistemi kurmak zorunda kalacaklar.

Güncelleme 08 Kasım 2012 Kaliforniya'daki referandumda GDO'ların etiketlenmemesi yönünde karar çıktı:
http://www.yesilgazete.org/blog/2012/11/08/kaliforniya%E2%80%99da-firsat-kacti-gdo%E2%80%99lu-urunler-etiketlenmeyecek/


Dr. Barış Gençer Baykan
Bahçeşehir Üniversitesi-Betam



8 Haziran 2012 Cuma

Sergi: “Marmara’da hayat var, şimdilik


Adalar Müzesi “Marmara’da hayat var, şimdilik” isimli sergisi ile denizlerin kirlenmesi ve canlı yaşamının yok olmasına dur diyebilmek için Adalar’dan İstanbul’a ve tüm kentlere bir çağrıda bulunuyor…

Bir zamanlar büyük balığın, küçük balığı kovalaması ile oluşan mükemmel besin zincirinin tüm halkaları teker teker koptu ve denizin dengeleri alt üst oldu.  Uskumru sürüleri kayboldu; onları takip eden torik ve lüferler azaldı... Adalar Müzesi, Marmara Denizi’nde hala farklı canlıların yaşamlarını sürdürdüğünü göstermek ve bu doğal hayatın özenle korunması gerektiği bilincini yaygınlaştırmak için 17 Haziran’da deniz yaşamını anlatan sergisini ziyarete açıyor. Sualtı fotoğrafçısı ve dalış eğitmeni Ateş Evirgen ile dalgıç Serço Ekşiyan’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi, Adalar’ın çevresinde yapılan dalışlarda çekilen fotoğraflar ve videolardan oluşuyor.

Marmara Denizi barındırdığı fauna ve flora çeşitliliği açısından yerküredeki birçok denizden daha ayrıcalıklı bir özellik taşıyor. Fakat metropolleşme sürecinden kaynaklanan kirliliğin yanı sıra Tuna Nehri kanalıyla taşınan atık malzemeleri nedeniyle Marmara Denizi’ni besleyen İstanbul Boğazı’nın da nefes alması zorlaştı. Sadece Çanakkale Boğazı ile beslenen ile Marmara Denizi’nin geri dönülmez bir yola girdiği düşünülüyor.

Sergi, seksen renkli denizaltı fotoğrafının yanı sıra, deniz kirliliğini gösteren ve uzmanlar, Adalılar ile Adalı balıkçılarla yapılan görüşmelerden oluşan videolardan oluşuyor. Ayrıca, müzenin kalıcı bölümleri içerisinde İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nin katkıları ile Marmara Denizi’nde kirlenme, yok olan türler, kabuklular, Adalar’ın oluşumundan bu yana canlılar anlatılıyor. MAREM (Marmara Environmental Monitoring Project) desteği ile Marmara Denizi’nin foseptiğe dönüşmesine karşı alınabilecek önlemler konusunda da başta Adalılar olmak üzere herkesi denizleri korumaya çağıran Adalar Müzesi bu çalışmasında Greenpeace ve TÜDAV (Türk Deniz Araştırmaları Vakfı) ile de işbirliğine başlıyor. Bu sergi ile birlikte Marmara’nın tanınması ve korunması konusunda çalışmalara hız kazandırmak hedefleniyor.

Serginin devamı olarak, Marmara Denizi balık türlerini içeren bir gösterim ile internet sitesinde yer alan indeksin geliştirilerek proje olarak sürdürülmesi planlanıyor.

Müze’de çocuk atölyeleri
Heybeliada iskele alanında açılacak olan sergide yaz ayları boyunca çocuklarla çeşitli atölyeler gerçekleştirilmesi de planlanıyor. Çocuk atölyelerinden başlıklar şu şekilde;

Köpekbalığından korkulur mu?
Denizanası ne renk?
Sen hiç deniz yıldızı gördün mü?
Denizatına binilir mi?
Denizatı balık mıdır?
Yunuslar balık mıdır?

17 Haziran 2012 tarihinde sanatseverlerin beğenisine açılacak “Marmara’da hayat var, şimdilik” sergisi Ekim ayına kadar ziyaret edilebilecek.

Serço Ekşiyan
1954 yılında İstanbul’da doğan Serço Ekşiyan, su altına olan ilgisiyle küçük yaştan beri dalış yapmaktadır Çocukluğunu Ada sahillerinde dalış ile geçiren Ekşiyan, ilerleyen yıllarda Mykonos Adası’nda ve Bodrum'da dalış turizmi ve eğitmenlik gibi farklı su altı işleri yaptı. Yıllar içinde su altında oluşan olumsuzlukları videoya kaydetti.  Çektiği filmleri gerektiğinde İstanbul Üniversitesi ile çeşitli çevre örgütleriyle her zaman paylaştı ve bıkmadan denizlerin kirlenmesini anlattı. Adalar Müzesi kuruluş çalışmalarına destek verdi. Marmara Denizi’nin kirlenmesi ve kay-kay (müsilaj) konusunda çektiği filmi müzede gösterilmektedir.

Ateş Evirgen
1956 yılında Ankara doğan Evirgen, 1979 yilinda İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Temmuz 1977’de Caddebostan Balıkadamlar Kulübünde kursiyer olarak aletli dalışa başladı. 1982 yılında ise su altı fotoğrafçılığına başladı. 1993 yılında PADI O/W Scuba Instructor sertifikasını alarak dalış eğitmenliğine gecti. 1996’da Su altı Dünyası / Marine Photo dergisini hayata geçirdi. Su altı fotoğrafı çekmek için Türkiye denizleri dışında Güney Afrika, Mozambik, Galapagos, Kosta Rika, Kuzey Kutbu, Antarktika, Maldivler, Endonezya, Kızıldeniz, Mikronezya gibi dünyanın birçok dalış bölgesinde dalışlar yaptı. Alanında farklı yayın türlerinde makaleleri ve fotoğrafları yayınlandı. 2007 yılında “Fotoğraflarla Türkiye Deniz Balıkları” isimli bir kitap yayımladı. 1992 yılında İstanbul'da; 1993 yılında Bursa'da olmaz üzere “Kişisel Su Altı Fotoğrafları Sergisi” açtı.

Adalar Müzesi hakkında
www.adalarmuzesi.org
Adalar Müzesi, İstanbul’un ilk kent müzesidir ve Adalar Vakfı - Adalar Belediyesi ortaklığıyla 2010 yılında açılmıştır. İstanbul Adaları’nın tarihini, bugününü ve geleceğini anlatan, sahip olduklarını biriktiren, koruyan ve yarına aktaran Adalar Müzesi, iki farklı mekanda 800 m2 kapalı ve 1300 m2 açık alana sahiptir. Müze kurulduğu 2010 yılından bu yana yedi tematik sergiyi ziyaretçilere sundu. Müze bünyesinde,  kalıcı koleksiyonların sergilendiği ana bölümlerin yanısıra, yıllık sergilerin yapıldığı biri açık diğeri kapalı iki ayrı sergi alanı, arşiv, müze dükkanı, atölye, cafe ve kültürel etkinlik alanları bulunmaktadır. Ayrıntılı bilgi, müze bölümleri, yıllık sergiler ve etkinlikler için: www.adalarmuzesi.org

Ayrıntılı bilgi için:
Murat Devres
0542 414 83 94
info@adalarmuzesi.org
www.adalarmuzesi.org

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...