deniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
deniz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Temmuz 2014 Salı

Yavru Caretta'nın yolculuğu


 Saat 05:30. Alarm çalıyor ve 110 milyon yıldır neslini sürdürebilen deniz kaplumbağalarının yaşama başladıkları ana tanıklık etmek için kalkıyoruz. Akşamdan sözleştiğimiz üzere Akdeniz Bahçesi'nden Kudret Kılıç ile buluşup Çıralı sahilinin  yolunu tutuyoruz. Bugün itibariyle sahilde 86 yuva var ve her yuvada yaklaşık 100 caretta caretta yavrusu bulunuyor. Çıralı sakinlerinden Mustafa Bey ve İsmail Bey ve torunu Berke yuvalardaki çıkışları ve yuva ağızlarını kontrol ederken biz de peşlerine takılıyoruz. Yuvalardan gece çıkan yavruların ayak izlerini görebiliyoruz. Sabaha daha güçsüzler kalıyor. 200 metre kadar gittikten sonra Mustafa Bey bir yuvayı açıyor ve yumurtadan çıkmış bir yavruyu ilk defa görüyorum. Kardeşleri gece çıkmış olacak ki tek başına kalmış. Yavru çıkışı başlayışından 4-5 gün sayılarak yuvadan çıkan canlı/ölü yavrular ve bozulmuş yumurtaların verisi tutuluyor. Boş yumurtalardan 24 çıkışın olduğu anlaşılıyor. Meraklı kalabalık olarak yavrunun başına toplanmışız, her kafadan bir ses çıkıyor. "Yaşar mı? Denize kavuşabilir mi? Güneşin önünden çekilin, o yöne gidecek". Farklı milletlerden onlarca insan fotoğraf makineleri ve cep telefonları ile yavrunun dibine kadar girmiş vaziyette. Acemiler uzak dururken işi bildiğini düşünenler yavrunun yolunu temizliyor, yorumda bulunuyor. Yavaş da olsa yavru toparlanıp denize doğru yol alıyor. Her 1000 yavrudan biri yaşamına devam edebiliyor. Bu ana tanık olan birinin unutamayacağı türden bir deneyim. Onun için herkes bir şekilde kayıt altına almaya çalışıyor.Yaşam ile ölüm arasındaki köprüde gidip geliyor yavru caretta carettalar. Türkiye'de doğa korumanın ilk simgelerinden birisi olması boşuna değil.
Suya doğru çok yavaş giden yavruyu meraklı kalabalığa bırakıp diğer yuvalara yöneliyoruz.   Bu arada yeni, muhtemelen dün akşam yapılmış bir yuvaya rastlıyoruz. Büyük bir kaplumbağa gelmiş ve kumun 50-60 cm derinliğine yumurtaları bırakmış. Hemen yuvanın oluşma tarihi belirleniyor ve bir kafes ile örtülüyor ki 40 ila 70 gün sonra çıkacak yavrular korunabilsin.
Bir kaç yuvaya daha göz attıktan sonra sahile ilk geldiğimiz noktadaki bir yuva açılıyor ve içinden 6 tane yavru çıkıyor. Mustafa Bey yavruları ters bir şekilde kuma bırakıyor, biraz çırpınışla doğrulup güneş doğrultusunda sahile ilerliyorlar. Bunlar tek yavrudan biraz daha hızlı olduğunu arkamızdaki grubun denizden henüz uzak olduğunu görerek anlayabiliyoruz.
Saat 7 olmak üzere ve güneş ısıtmaya başlıyor. Yavrular için bu tehlikeli. Berke ufak bir destekle yavruları ıslatıyor. 6 yavru 15 dakika içinde denize erişiyor.Yuvadan çıktığını görmek kadar suya kavuşmasnı izlemek de  büyüleyici. Kısa sürede suda kayboluyor; iki üç yıl sonra dönmek üzere beslenme ve kışlama alanlarına göçü başlıyor.
Ayrıntılı bilgi için
WWF- Türkiye
http://awsassets.wwftr.panda.org/downloads/cirali2010_web.pdf
Ulupınar Çevre Koruma,Geliştirmee ve İşletme Kooperatifi
http://ulupinarkoop.org/faaliyet_deniz_kaplumbagalari.htm

2 Kasım 2011 Çarşamba

Deniz Canlılarına Özgürlük ve Yaşam Hakkı

Deniz Canlılarına Özgürlük ve Yaşam Hakkı

7 KASIM 2011 PAZARTESİ.

7:30-830 Kahvaltı

09:00 Sarıgermeye hareket.

10:00 Etkinlik başlangıcı

11:00 Suya giriş

Sualtından basın bildirisinin okunması

Soru cevap

Sudan çıkış

( teknik dalış PROSAT üyesi 1.sınıf dalgıçlar tarafından yapılacaktır. Kamera sistemi ile dalış canlı olarak yukarıdan izlenecek ve sualtından okunacak olan bildiri dinlenebilecektir )

( Bu etkinlik tüm yurtta eş zamanlı olarak yapılacaktır; etkinliğe katılmak isteyen dalış okulları ve spor kulüpleri aynı gün bulundukları yerde YUNUSLARA ÖZGÜRLÜK mesajı verecekelri etkinlikler düzenleyeceklerdir )

11:40 Basına demeç verme

Deniz biyolojisi, ve deniz canlıları konularında uzman akademisyenlerin sunumları

Ünlü konukların ve sanatçıların konu ile ilgili görüşlerini açıklamaları

fotoğrafların çekilmesi

12:30 İlk öğretim okulu öğrencilerinin carettacaretta etkinlikleri

öğrencilerin resim sergisinin gezilmesi

öğrencilerin yazdıkları şiirleri okumaları

çocukların uçurtmaları uçurtması ve havada karada suda tüm canlılara

özgürlük için mesajların verilmesi.

Suda yapılacak olan diğer etkinlikler

( Etkinlik sırasında etkinlik alanında stand açacak olan firmalar ikramlarda bulunacaklardır. Sarı Germe Çevre derneği Gözleme ikramında bulunacaktır )

14:00 katılımcılara Teşekkür belgelerini vermeleri ve Ortaca Bakım evine hareket.

14:30 Araçlarla alandan ayrılış

Ortaca bakımevini ziyaret

Ağaç dikimi.

Konu ile ilgili uzmanların Ormanların korunması ve önemi hakkında

sunumları

17:00 Otele donus

20-00 Aksam yemegi

8 KASIM 2011 SALI

10:00Tekne turu ile İZTUZU sahiline ziyaret.

12:00Öğlen yemeği

13:30kara yolu ile DEKAMER (Deniz Kaplumbağaları Rehabilite Merkezini ziyaret) Dekamer vakfının kurucusu KAPTAN JuneHaimoff ile tanışma

15:00Dalyan Geçici bakımevi ziyareti…

16:30Dalyan’a dönüş Dalyan Belediye Başkanına Teşekkür Belgesinin sunulması

Bu etkinlik HAYTAP ( Hayvan Hakları Federasyonu ) tarafından düzenlenmektedir.

7 / 8 kasım Tutsak Deniz Canlılarına Özgürlük ve Yaşam Hakkı etkinliğe destek verenler ;

DEKO Deniz teknolojileri ve sualtı sporları san.ltd.sti

PROSAT ( Profesyonel Sualtı Adamları Topluluğu Derneği )

SUALTI Gazetesi, İstanbul Hiperbarik, Ortaca Belediyesi , Dalyan Belediyesi,

Köyceğiz Belediyesi, Palmiye Restaurant, ADD Ortaca, SARÇED Sarigrmecevre koruma dernegi DAYDALA TURİZM, GÜR-DİL , Ortaca Cengiz Topel İlk öğretim okulu ve öğrencileri , Adana Hiperbarik , MEDEX , İSTANBUL BOAT SHOW

Dalyan Belediye Başkanı Sn. Arif Sarı

Dalyan Tekne Kooperatifi Başkanı Sn. Atilla Gültekin

Dekamer Vakfı Kurucus Kaptan JuneHaimoff

ETKİNLİĞE KATILACAK OLAN ÜNLÜLER VE SANATÇILAR

Cemal HÜNAL, Savaş KARATAŞ , Tunç ZİLELİOĞLU , Namık EKİN

ETKİNLİĞE EŞ ZAMANLI OLARAK BULUNDUKLARI NOKTALARDA KATILACAK OLAN DALIŞ MERKEZLERİ ;

Naturablue, OceanidsDivingCentre, MTM Scuba ,, Badim dalış merkezi , Aşkın Diving

Islak Mavi Dalış merkezi, SirenaDivin, Derin Diving, Akdeniz can kurtarma merkezi, Mavi Yıldız , Weekendivers, Side SlinceDiving, BSAM, A&P diving, Hamsi Diving, Archipeldiving

EgeoctopusDiving, Şişli Sualtı merkezi, ,OASİS Diving, Sun Diving, CKC Diving, Tuzla deniz Yıldızı dalış merkezi, PradiseFoundDivingCentre, Kaş Explorers, OctopusDivingCentre, AquaproDiving, ,SeahorseHolidays, KalkedeonDivingCentre, Amfibyum Dalış Merkezi

Samsun Balık Adamlar Kulubu ,Star Diving Academy , İzmir Yelken Akademisi

Destek veren Dernekler ve gruplar

KASAD, BOSAD,İDM, DENİZ KÜLTÜRÜ DERNEĞİ , SEA SHEPHERD TURKEY

YUNUS PARKLARI KAPATILSIN GRUP, DENİZİ SEVİYORUM GRUBU SYMBİOSİS, PROSAT, Anytimefor Animals E.V, WDSF, PROWAL, GREENPEACE, SAD, AFAG, DEMAG, SMSK

Destek veren Firmalar,Kurumlar, yayın organları

İSTANBUL HİPERBARİK , TEKTRİBEDİVERS, DİPSAN, VİRA HABER

MARİNE PHOTO , NEOKS, KOCAELİHİPERBARİK, ANADOLU HİPERBARİK

ADANA HİPERBARİK , DENİZ MAGAZİN, TİMURCA, DİPSAN

REİS DALGIÇLIK, MARİNMET

http://www.sualtigazetesi.com/?p=8771

29 Nisan 2011 Cuma

Abesle iştigal proje ve gerçekler

Beni bu köşede hep tozların etkileri veya meteoroloji ile ilgili haberler ile tanıdınız. Ama benim asıl uzmanlık alanım deniz bilimleridir. Uzmanlığım da Türk Denizleri özellikle de Marmara Boğazlar ve İstanbul Haliç'i dir. Yani bu konularda uzmanım, konuşabilirim hem de göğsümü gere gere.

Şimdi gelelim en son proje önerisine. Size çok basit dilde anlatayım. Karadeniz'i bir tatlı su havuzu olarak düşünün. Nedeni de basit çünkü bu havuza giren tüm sular (nehir veya yağmur suyu) tatlı su. Peki o zaman Karadeniz neden tatlı su havuzu değil? Çünkü Çanakkale ve İstanbul Boğazı altından gelen ve belirli eşikleri belirli rüzgar koşulları altına aşan tuzlu ve de dolayısı ile yoğun Akdeniz suları Karadeniz’i bugünkü tuzluluk seviyesine getirdi. Geçmişi o kadar da taze ki en son hali 3500 senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik.

Durduk yerde neden Karadeniz havuzu diyorum değil mi? Karadeniz'i az tuzlu bir havuz diye düşünün hem de Akdeniz'den ortalama 30 cm yüksek. İşte bu nedenle bu havuzun fazla suyu Boğazlardan akar durur ama havuza giren su belli ve doğanın açtığı bu kısıtlı musluktan çıkan su belli. Yani Karadeniz havuzunu boşaltan bir musluk vardı. Ama doğanın yarattığı bir musluk ve dengesini ancak son 3500 senedir sürdüren bir musluk.

Şimdi siz bir ikinci musluk takmayı planlıyorsunuz hem de 25 metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz'in suyunu Marmara'ya akıtabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. Doğanın dengeleri bozulacak ve ne olacak?

Ne olur biliyormusunuz, ah keşke bilebilsek.

Ama her ne olursa hiçbir zaman geri dönüşü olmaz, doğal dengeler bozuldu mu geri dönüş maalesef yok.

Akıl mantık basit. Havuza takılı bir musluk vardı şimdi ikinci musluğu takmayı planlıyorsunuz. Eh iyi de havuza gelen su miktarı artmayacak ki. Yani Tuna, Dinyeper Dinyester siz musluk taktınız diye debisini arttırmayacak ki? Diğer bazı kanalları örnek göstermek demek Karadeniz'in Marmara'nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir. Böyle bir sisteme sahip bir deniz yerkürede yok, sadece bizde ama değerini bilirsek elbette. Ben talebelerime derslerde Marmara'yı anlatırken onu sağlıklı Akdeniz ve sağlıksız Karadeniz'in astımlı doğan çocuğu derim. Yani doğuştan solunum zorluğu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi şart olan bir deniz. Onu kurtaran Karadeniz'den gelen ve jet akım halinde Boğazdan Marmara'ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir değiştiren Karadeniz suyu. O çıkışta öyle harika işler yapıp alt tabakadaki suyu yukarı çekiyor ki sormayın gitsin. Marmara'ya oksijen pompalayan ise Çanakkale'den gelen alt su. Takın bu sisteme tek taraflı bir musluk ve seyreyleyin olacakları. Ben karada olacaklardan bahsetmiyorum denizdekiler benim uzmanlık alanım.

Başka tarafları da var elbette bence bu proje hiçbir zaman yapılamaz çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu, debisi ile rejimi ile oynayamazsınız. Şimdi Almanya Avusturya Tuna'üzerinde muazzam bir baraj kursa suyu akıtmasa ne olur. Karadeniz'in felaketi olur. Altta verilen su bütçesi alt üst olur.

Kiminiz bu hoca da her şeyi biliyor demişsinizdir. Ama ben aşağıda verilen ve Marmara Denizinin bütçesini çıkartan ekibin parçasıydım. İstanbul Boğazının altını 4 defa al bayrak rengi kırmızıya boyayan (Rhodamin boyası ile) ekibin başı idim. Yani İstanbul Kanlizasyon Deşarj projesinin gerçekleşmesinde, Haliç'in temizlenmesinde emeğim, alın terim çoktur. Ve de dediklerim doğrudur. Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hızlı boşalacağını da hesaplamalısınız öyle iki mimara ısmarlama ile olmaz bu işler. Keşke iş, en boy yükseklik ve debi ile hallolabilseydi. Ben size hemen şimdiden diyeyim. Karadenizin su rejimini değiştirirseniz size hesap sorarlar daha da dos doğrusu yaptırmazlar. Hani neden boğaza köprü yaparken 64 metre yapmak zorunda kalıyoruz, 50 yapsak neden olmuyorun cevabı gibi. İşte aşağıda Marmara’nın su ve tuz bütçesi, öyle şappadanak ortaya çıkan bir şey değil, kaç kişinin alın teri var ve bu sistemi sürdüren yegane güç Karadenize giren ama sadece Boğazdan çıktığı hesap edilen tatlı su. O da %95 Tuna suyu, yani Tuna'nın debisi bizim için hayati öneme sahip. Siz durduk yerde Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takarsanız sistem alt üst olur.

Aslında bunu anlamak için ne bilim adamı olmak gerek ne de alim, basit havuz problemi hani şu ilk okul çocuklarına çözdürülen cinsten.

Saygılarımla,

Prof Dr A. Cemal Saydam

ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi(Emekli)

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi

29 Nisan 2010 Perşembe

Çevreci Gençler Denizlerde...

Çevreci gençler 30 Nisan 2 Mayıs tarihleri arasında “Denizler” konusunu tüm yönleri ile tartışmak üzere Haliç Kongre Merkezi’nde bir araya geliyor. Farklı konular ile ilgilenen 400 genç, Denizler ve Denizcilik konularını tartışmak, bilgilenmek amacı ile Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu – TÜRÇEK tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde 3 günlük bir zirve de bir araya geliyorlar. Ulusal Gençlik Çevre Zirvesi 9. yılında Denizler konusunu ile gençleri ve uzmanları bir araya getiriyor. 3 gün boyunca Denizler ve Biyoçeşitlilik, Denizler ve Kirletici Kaynakları, Denizler ve Ulaşım konuları üzerine 14 panelin düzenleneceği zirvede, Denizcilik politikaları, balıkçılık, iklim değişikliği ve denizler, deniz kazaları gibi konular uzmanlar tarafından katılımcılar ile tartışılacak. 2002 yılından günümüze kadar Sivil toplum kuruluşları, üniversite kulüpleri ya da bireysel insiyatif kanalıyla çevre koruma ve geliştirme çalışmaları yapan gençleri ayrım gözetmeyen demokratik bir ortamda bir araya getirmek amacı ile “ Ulusal Gençlik Çevre Zirveleri – AKASYA ” zirveleri düzenlenmektedir. Bu alanda Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından 2007 yılında“ Türkiye’deki en iyi gençlik uygulamaları”ndan biri olarak ödüllendirilmiş.
Haliç Kongre Merkezi Sinema bloğunda 400 gencin bir araya geleceği Zirvede sivil toplum kuruluşları standları ile gençler ile buluşacak.

İletişim
Kerem ATEŞ – AKASYA Zirveleri Kurumsal İletişim Sorumlusu
0216 338 00 17 / 0 532 416 96 12
kurumsal@akasyaplatform.org
www.akasyaplatform.org
Anında bilgilenmek için www.twitter.com/akasyaplatform
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...