Anadolu’nun kurutulan göllerine
dikkat çekmek için Burdur Gölü’nden bisikletleriyle yola çıkan Suyun İzinde
ekibi Ramsar sözleşmesince korunan 13 sulak alandan biri olan Sultan Sazlığı’na
ulaştı. Havzalar arası su transferi ile alana su verilmesinin yanlış olduğu, Sazlığı
kurutan drenaj kanallarının kapatılmadığı, alanda otlatma baskısı olduğu ve
alanı besleyen Yay, Çöl ve Sobe göllerinin tamamıyla kurutulduğu belirlendi. Suyun İzinde ekibi bisiklet yolculuklarının "Göller" bölümünü 4 Ağustos 2012 Cumartesi günü Ankara'da Eymir Gölü'nden kuracakları "Kurutulan Göller Kampı"nda sonlandırıyor.
Suyun İzinde ekibinden orman
mühendisi Fatih Taşkıran, Sultan Sazlığı'ndaki sorunları şöyle aktarıyor: Anadolu’da Ramsar sözleşmesince
korunan 13 alandan bir tanesi, 1. Dereceden doğal sit alanı ve tabiatı koruma
alanı gibi koruma statüleri olan Sultan Sazlığı aynı zamanda önemli doğa
alanı (ÖDA) ve önemli kuş alanı (ÖKA) olarak 301 kuş türü ve 428 bitki türüne ev
sahipliği yapıyor. Tatlı ve tuzlu suyu bir arada bulunduran nadir
ekosistemlerden biri olan Sultan Sazlığı, Avrupa ve Asya üzerinden Afrika’ya
giden göçmen kuşların göç yollarının kesiştiği bölgede yer alıyor. Nesli tehlike
altında olan türler için üreme, beslenme ve konaklama alanı olan Sultan
Sazlığı’nda 1940 yılında tarım alanı açmak ve sıtma ile mücadele için drenaj
kanalları açılarak başlatılan kurutma çalışmaları 1970’lere kadar devam etmiş.1940’lı yıllardan beri alanda açılmış
drenaj kanalları yer altı su seviyesinin düşmesine neden olmasına rağmen bu
kanallar hala kapatılmadı. Sazlığı besleyen akarsular üzerine 1967 yılında
Akköy, 1978 yılında da Kovalı ve Ağcaşar barajları kurularak bu önemli sulak
kaderine terk edildi.
Sulak alanların korunması için
uluslar arası sözleşmeler, anayasa, kanunlar
ve yönetmelikler olmasına rağmen alanları korumak için somut adımlar
atılmamış ya da havzalar arası su transferi gibi yanlış uygulamalarla yetinilmiş.
Hukuki mevzuattaki çelişkiler ve alanın yönetiminde söz sahibi kurumlar
arasındaki eş güdümsüzlük alanın aleyhinde kullanılmış. Örneğin 1993 yılından
önce planlanan Develi Kapalı Havzası Sulaması Projesi ÇED yönetmeliği kapsamı
dışında tutuluyor. Sulak alanlarda ve alanların bulunduğu havzalarda
uygulanacak politikalarda alanın korunmasına öncelik verilmeli ve alanda
yaşayan yöre halkı için alternatif geçim kaynaklarının yaratılması teşvik
edilmelidir. Sultan sazlığının bulunduğu Develi kapalı havzası da doğa
turizmi(dağcılık, foto safari, kuş gözlemciliği gibi) ve organik tarım gibi
alternatif geçim olanakları için önemli bir potansiyel taşımasına rağmen
bölgede sulu tarım ve büyükbaş hayvancılığın teşvik edilmesi alan üzerindeki
baskıyı arttırmıştır.
Sultan Sazlığı’na su getirilmesi
bahanesiyle Seyhan havzasında yer alan Zamantı Nehri’nden 2009 yılında 11
km’lik bir tünel ile getirilen suyun da büyük bir bölümü Develi ovasında
tarımsal sulama amacıyla kullanılmaktadır. Taşıma su ile değirmen dönmeyeceği
gibi Seyhan havzasından su transfer edilmesi Çukurova’da bulunan ve Ramsar
sözleşmesince korunan Yumurtalık Lagünleri ve Akyatan Gölü’nü de olumsuz
etkileyecektir. Karar mercileri “sözde” sulak alanları korumak için bütünleşik havza yaklaşımı yerine havzalar arası su transferi yaparak
Anadolu doğasında kalıcı tahribatlara neden olmaktan vazgeçmelidirler.
1986’da yılından beri
Ovaçiftlikköy’de turizm işletmeciliği yapan Atalay Atasoy, tamamen kurutulmuş
olan sazlığa suyun ve beraberinde kuşların gelmiş olmasının sevindirici olduğunu
belirtti. Sultan Sazlığı’nın yaşadığı süreçlere tanıklık etmiş olan Atasoy
alanın mevcut doğa turizmi potansiyelinin değerlendirilmediğine dikkat çekti.
Kendi olanaklarıyla alana gelen turistlere rehberlik yaptıklarını vurgulayan
Atasoy, alanda yıl boyunca 260’dan fazla kuş türünü gözlemenin mümkün olduğunu
belirterek Türkiye’deki kuş gözlemcilerini, yaban hayatı fotoğrafçılarını ve
doğaseverleri alana davet ediyor.
İletişim
için:
Fatih Taşkıran 5056445255